Advert
Advert
Advert

"EĞİTİM EMEKÇİLERİ VE ÖĞRENCİLERİMİZİN SAĞLIĞINA, HAKLARIMIZA VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!"

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) Zonguldak Şube Yönetim Kurulu, 2020-2021 Eğitim- Öğretim Yılı’nda okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Bu içerik 448 kez okundu.
Advert

 

 Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) Zonguldak Şube Yönetim Kurulu, 2020-2021 Eğitim- Öğretim Yılı’nda okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Pandemi dolayısıyla eğitim-öğretimde kaygılara yaşanabileceğini söyleyen Eğitim Sen Zonguldak Şube Yönetimi, “COVİD-19 salgını dünyada ve ülkemizde bütün hızla yayılmaya devam ederken, sağlık, eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Dünya genelinde bütün eğitim kademelerinde bir buçuk milyarın üzerinde öğrencinin eğitim yaşantısı pandemiden kaynaklı olağan akışının dışına çıkmış, eğitim alanında da bir kriz yaşanmaya başlanmış, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından zorunlu olarak uzaklaşılmıştır. 2020-2021 Eğitim- Öğretim Yılı’nda okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak başlayacaktır. Diğer kademelerdeki eğitim uzaktan eğitim yolu ile sürdürülecektir. Eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluk uzaktan eğitim uygulamaları ile kapatılmaya çalışılsa da, yaşanan sürecin eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkileri artarak sürmektedir. Bugün okulların açılıp açılmaması ile ilgili yürütülen tartışmaları takip eden herkes, ülkemizde salgının geldiği aşamayı ve eğitim-öğretim süreçlerine yönelik olası etkilerini kaygıyla takip etmektedir.” dedi.

“MEB UZAKTAN EĞİTİM İÇİN GEREKLİ HAZIRLIKLARI  TAM YAPMAMIŞTIR”

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)’nın güven verici açıklamalar yapmadığını,  endişe ve kafa karışıklığını arttırdığını vurgulayarak, “Eğitim Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurgularken, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtmekteyiz. Yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılması, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların tam güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla vurgulamaktayız. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yaptığımız tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim içinde,  uzaktan eğitim içinde gerekli hazırlıkları yapmamıştır.  MEB’in bugüne kadar öğrenci ve velilerin endişelerini giderecek, güven verici açıklamalar yapmaktan kaçınması, endişe ve kafa karışıklığını daha arttırmıştır. MEB, okulların salgına karşı her türlü ihtiyacını karşılayarak, okulları her açıdan sağlıklı ve güvenli hale getirecek önlemleri maalesef almamıştır. MEB, okulların eğitim öğretime hazır hale getirilmesi konusunda sorumluluk almaktan ısrarla kaçınırken, bütün sorumluluğu eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin üstüne yıkmak istemesini kabul etmediğimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Sağlıkla ilgili gerekli önlemlerin alınması için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacaktır.” ifadelerine yer verdi.

“UZAKTAN EĞİTİME ERİŞİMDE ÇOK CİDDİ SIKINTILAR YAŞANIYOR”

Okulların fiziki donanım ve alt yapısının yetersiz olduğunu vurgulayan  Yönetim Kurulu “Türkiye'de okulları açmayı planlarken, özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesi, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir. Uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sıkıntılar yaşanırken, öğrencilerin uzaktan eğitime erişimini sağlayacak hazırlıklar yapılmadan atılacak her adımın mevcut eşitsizliği daha da derinleştirmesi kaçınılmazdır. Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime başlamıştır. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’ in gerekli hazırlıkları yaparak bunu başaramaması kabul edilemez. İktidar ve MEB salgın karşısında sürekli hazır olduklarını, gerekli önlemleri aldıklarını iddia ederken, okulların açılmasına sayılı günler kala hangi somut önlemlerin alındığı belli değildir. Türkiye’de okulların fiziki donanım ve alt yapısı uzun süredir yetersizdir ve okulların önemli bir bölümünde yaşanan temizlik sorunları çözülmemiştir. Nüfus yoğunluğu ve okulların büyük olması hastalık riskini arttırmaktadır. Okulların açılmasında 18 milyon öğrencinin yararını, fiziksel ve ruhsal durumunu, eğitim emekçilerinin ve velilerin endişelerini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekmektedir.” ifadelerine yer verdi.

BU SÜREÇTE EĞİTİM SEN OLARAK ÖNERİLERİMİZİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ;

Öğrencilerin eğitim ve yaşam hakkı bir bütündür. Öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığını, yaşamını güvenceye almadan eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir.

Öğrencilerin okula gelip giderken kullandıkları ulaşım araçları önemli oranda sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riski ortadan kaldırmak için öğrencilerimiz ve bütün eğitim emekçileri için  ücretsiz servis olanağı sağlanmalıdır.

 

Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen planlaması yapılmalıdır. Devlet okullarında bir sınıfta en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.

Taşımalı eğitime son verilerek, köy okulları yeniden eğitime açılmalıdır.

Atıl kamu binalarında düzenleme yapılarak buralardan derslikler oluşturulmalıdır.

Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu yaşanmaktadır. MEB’ nın bu sorunları ortadan kaldırmak için kaynak ayırmaması ve okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konularda sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması için ek bütçe oluşturulmadan atılacak her adımın riski daha da büyütmekten başka bir sonuç vermeyeceği bilinmelidir. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşullarına göre yeniden güncellenmeli ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ek bütçe oluşturulmalıdır.

Bütün eğitim kurumlarında sağlık birimleri oluşturulmalı, yeterli sayıda doktor ve hemşire  görevlendirilmelidir.

Bütün eğitim kurumlarının maske, dezenfektan, temizlik ve hijyen malzemeleri ücretsiz karşılanmalıdır.

Okullarda temizlik ve hijyen işlerinde çalışacak personel açıkları kadrolu atama ile karşılanmalı,  hijyen ve salgınla mücadele konusunda eğitim almaları ve salgına karşı koruyucu ekipmanla donatılmaları sağlanmalıdır.

Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda okulların yüz yüze eğitime açılmasına karar verilmesi durumunda eğitim emekçilerine ve öğrencilere ücretsiz test ve aşı yapılmadır.

Uygun koşullar sağlandığında yüz yüze eğitim için önemli oranda öğretmen ihtiyacı olacaktır. Yeterli sayıda öğretmen ataması kadrolu, güvenceli olarak yapılmalıdır.

Öğrencilerimize ve öğretmenlere uzaktan eğitim için gerekli internet, teknik destek, bilgisayar veya tablet ücretsiz olarak verilmelidir.

Ekonomik krizin eğitim çalışanlarını etkilendiğini belirten Eğitim Sen  Zonguldak Şubesi “Pandemi sürecinin ekonomik kriz koşullarını daha da derinleştirmesi, sadece sağlığımızı kaybetme riskini arttırmamış, aynı zamanda bizler açısından ciddi hak kayıplarını gündeme getirmiştir.  Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz birkaç ay içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki aşırı değer kaybı, enflasyonun çift hanelerin üzerinde seyretmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu aşkın biz eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir. Emeğimizin karşılığı olarak aldığımız maaşla geçimimizi sağlamamız her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Maaşlardaki erime, sadece son 10 yılda 9. derecenin 1. kademedeki bir öğretmenin maaşında dolar bazında 407 ABD Doları (3 bin 44 TL),  altın bazında 7 çeyrek altın düzeyinde gerçekleşmiştir. Sadece bu veriler bile son on yılda satın alma gücümüzdeki azalmanın boyutlarını ortaya koymaktadır. Maaşlarımızda yaşanan bu  gelir kaybı mutlaka ek zam yapılarak karşılanmalıdır.  Maaşlarımızda yaşanan erime yetmiyormuş gibi, MEB’ nın eğitimin bütün yükünü öğretmenlere yıkmak istemesi, öğretmenleri fiilen ek ders alamaz hale getirmiştir. Üstelik uzaktan eğitimin bütün yükünü çeken öğretmenler dijital ortamda canlı ders anlatırken, yüz yüze eğitim sırasında yaptığı hazırlıktan çok daha fazla hazırlık yaptığı düşünüldüğünde, öğretmenlerin emeğinin ısrarla görünmemesi ve sürekli değersizleştirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara, ekonomik krizin faturasının sırtımıza yıkılmasına karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz. Yaşadığımız tüm olumsuzluklara, işimize, ekmeğimize, geleceğimize ve öğrencilerimizin eğitim hakkına yönelik ağır tehdit ve saldırılara, hukuksuz ihraç politikalarına karşı; öğrencilerimizin eğitim hakkı,  mesleki saygınlığımız, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun, bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki, özlük ve demokratik taleplerinin karşılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz.” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.”

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU