-Sercan KAPUSUZ-

   Zonguldak'ta “ 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kapsamında 'Toplumda Kadının Konumu: Kadının Afetlerde ve Siyasette Görünürlüğü' isimli söyleşi düzenlendi.

 ZBEÜ Kadın Sorunları Uygulama Araştırma Merkezi, Zonguldak Kent Konseyi Kültür ve Sanat Çalışma Topluluğu ve Zonguldak Kömür Jeopark iş birliğinde Dr. Öğr. Üyesi Seda Tapdık ve Dr. Öğr. Üyesi Figen Uzar Özdemir'in konuşmacı olarak katıldığı söyleşiye katılım yoğundu. Katılımın yoğun olması gerçekleşen söyleşinin amacına ulaşabilirlik açısından etkisini gösterdi.

  Düzenlenen söyleşide özellikle ülkemizde yaşanan deprem sonrası zor şartlar altında aileleri ile birlikte yaşamlarını sürdürmeye çalışan milyonlarca kadın ve kız çocuğunun, bu zorlu dönemine değinildi.

  Ayrıca afet dışı koşullarda bile kadının sorumluluğunda olan birçok konun afetlerden sonra tekrar katlanarak kadınların üzerlerine yıkılması ve sonuçları konuşulan diğer konu başlıkları arasında yer aldı. Söyleşide afetler sonrası yeniden inşa süreçleri kapsamında kadınların karar verici konumlarda yer alması sahip oldukları dezavantajların azaltılmasına katkı sağlayacağına değinildi.

   Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunun temelde bir demokrasi sorunu olduğu ve demokrasinin beşiği olarak kentlerde üretilen kamu politikalarının daha sürdürülebilir olduğu yönünde görüşlerini beyan eden Dr. Öğr. Üyesi Seda Tapdık;

“Merkezi ve yerel siyasette kadın görünürlüğü ve temsili, özellikle depremler gibi afet durumları göz önünde bulundurulduğunda hayati bir hal almaktadır. Kadının siyasette ve yönetimde eksik temsili ile yapılan kamu politikaları her şeyden önce demokrasiye aykırı bir durumdur çünkü bir vatandaş olarak kadınların ihtiyaç ve talepleri göz ardı edilmiş olmaktadır. Bu nedenle ülkelerin politika yapıcıları içerisinde kadın görünürlüğünün artırılması için acil eylem planlarını devreye sokması gerekmektedir. Kentte alınan kararlar ve politikalar da günlük hayatımızı direkt etkileyen sonuçlar doğurduğu için büyük önem arz etmektedir. Kadınların kent siyasetinde ve yönetiminde eksik temsil edilmesi kentte alınan kararların toplumun yarı nüfusunu oluşturan kadınların günlük ihtiyaçlarından uzaklaşmasına neden olmaktadır. Bu nedenle uygulanacak kadın dostu kent politikalarının sorunun giderilmesi için önemi yadsınamaz." dedi

   Kadınların- çocukların, yaşlıların, engellilerin ve diğer grupların toplumdaki dezavantajlı konumlarının deprem gibi bir doğal afet durumunda daha da belirginleşerek derinleştiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Figen Uzar Özdemir;

"Toplumsal cinsiyet rolleri kadın ve erkeklerin toplumsal kurumlarda farklı konumlarda olmalarına ve aynı zamanda toplumda var olan kaynakların eşit ve adil bir şekilde dağıtılmamasına yol açmaktadır. Hâlihazırda eşitsizliğe, şiddete, tacize ve sömürüye açık olan kadınların konumu, doğal afet hallerinde daha da kırılganlaşmaktadır.

 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bulunan 10 ili etkileyen deprem ve sonrasında bölgede yaşanan mücadele göstermiştir ki hem kadınlara özgü ihtiyaçların görünürlük kazanması ve giderilmesi hem de kadınların şiddet, taciz ve yoksulluk gibi durumlar karşısında konumları noktalarında sıkıntılar bulunmaktadır. Bu konuşmada, deprem sonrası arama-kurtarma ve yardım çalışmalarından sosyal medya ve ulusal medyaya yansıyan haberler üzerinden kadınların doğal afetlerde dezavantajlı konumu örneklendirilecek ve kadının toplumun her alanında, özellikle siyaset alanında, görünürlüğü artırılarak bu tür problemlerin asgari düzeye indirilebileceği tartışılacaktır."dedi. 

  Konuşmaların ardından  Dr. Öğr. Üyesi Figen Uzar Özdemir'in interaktif sunumuyla devam eden söyleşiye katılımcılar düşüncelerini söyleyerek aktif şekilde katılım sağladı.