İbrahim Tığ
BAKIRCILAR KÖYÜ’DE TÜRBE DÖNDÜRME GELENEĞİ
Bakırcılar Köyü’nde büyük mezarlığın içinde en az beş asırlık meşe ağacının dibinde Bizans dönemi sütunu(*)’ndan yapılmış bir türbe vardır. Bu sutünün başlığının üstünde bir oyuk (suluk) bulunur.
Burası türbe olarak kullanılır. Annem burada Hızır Bey’in küçük kardeşinin yattığını söyler, durur. Kanımca bu Hızır Bey, Osmanlı padişahı Orhan Gazi’nin Devrek bölgesini Osmanlı topraklarına dahil eden komutanıdır. [Gerze (Özbağı) Köyü’nde türbesi vardır.]
Bu türbeden, tavukların öleklik hastalığından kurtulması, öküzün boyunlarının şişmemesi, çocukların toprak yememesi, adak adayanlar, kızına kısmet çıkmayan ve çocuğu olmayan aileler gelerek medet umarlar.
Bu medet (dilek) işi şöyle yapılır türbede; yukarıda sayılan nedenlerden herhangi birini yaşayan aile köye gelir ve türbeyle ilgilenen kadını bulur. Türbeci kadın, gelenlerle birlikte abdest alır ve su dolu bir ibrikle birlikte türbenin başına geçer. Sonra türbeci kadın önde, gelenler arkada dualar okuyarak 7 kez o türbenin etrafında dönülür. Dönme işlemi bitince de orada 2 rekat namaz kılınır. Namazın ardından türbe taşının yanına oturulur ve yanlarında getirilen yiyecekler orada afiyetle yenir. Daha sonrada asırlık meşe ağacının dalına kırmızı bir bez parçası (pala) bağlanır ve dilekte bulunulur. Oradan ayrılırken de türbe taşının oyuğuna su dökülür ve bir miktar para bırakılır. Böylece işlem tamamlanmış olur. Bırakılan bu parayı oraya ilk giden kişi alır.
Türbeyi, Kültür Bakanlığı adına çalışma yapan, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Güngör Karauğuz 2010 yılında kayıt altına almış ve türbe taşının Bizans dönemi sütunundan yapıldığını ve sütun başlığının üstünde bir oyuk (suluk) bulunduğunu yazmıştı.
Anadolu’da bugün Hızır Bey/Baba adını taşıyan bir çok türbe ve camii bulunur. (Kaynak: Hatice Tığ)
(*) Prof.Dr. Güngör Karauğuz, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi.
25 Haziran 2001-Bölge Haber Gazetesi
BAKIRCILAR KÖYÜ ÇOCUK VE GENÇ OYUNLARI
Çocukluğumda bir sürü oyunlarımız vardı bizim.Koyun ve inek otlatırken yani çobanlık yaparken.Ne güzel oyunlarımız vardı.Öğlen oyunu, Eğrelti otu çubuklarından Elleme,Üç tane karşılıklı taşlar dizilerek MeleOyunu,Tot, Saklambaç,çelik çomak,futbol.Şimdikiler ise akıllı telefonlardan kafalarını kaldırıp yol bile yürümüyorlar bile. (Mehmet Tığ sayfasından)
BAKIRCILAR KÖYÜ TÜRKÜLERİ
Güneyce yöresi ve Bakırcılar Köyü’nde türkü, kına, duvak denilince ilk akla gelen Kezbancı (Kezban Tığ)’dır. 1896 yılında Bakırcılar Köyü’nde doğan Kezbancı 10 Nisan 1981 yılında vefat etmiştir.
Köyde yaşanan acı tatlı olaylar üzerine yaktığı türkülerle biliniyor. Kına, duvak ve düğün gibi eğlencelerin aranılan insanı olan Kezbancı nineden günümüze çok sayıda türkü kalmıştır. Bağda, bahçede ve tarlada yaktığı türküleri okumasıyla dikkati çekmiştir.
İşte en bilinen Bakırcılar Köyü türküleri; Teccalların Meşeleri Uğluyor, Sepette Kara Üzüm, İstanbul Hocaları, Yüksek Konaklardır Benim Durağım, Yulaf Koydum Gözere, Aguş tarlasını Süremez Oldum. (Kaynak: Kiraz Aldım Dikmeden / Devrek Türküleri, İbrahim Tığ)
BAKIRCILAR KÖYÜ SÖZLÜĞÜ
Bakırcılar Köyü’nde eskiden kullanılan bazı sözcükler şöyle:
Avaltı: Evin alt tarafındaki arsa / Avaltına hayvanlar girmiş.
Bekeşmek: Birleşmek/ Yağmurla yağdı da yaruklabekeşti.
Top: Pencere / Toptan atıvaışam.
Yünür: Mikrop / Benim gaşuğumlayiyve. Ağzımda yünür yok benim.
Gebüz: Zayıf,cılız / Kabadayının gelini gebüzcegelen.
Gegek: Ucu çatallı değnek / Cöğüzündalını gegekleneyive.
Galan: Artık / Bunun hastalığı da yetti galan.
Bakır: Bakraç / Bakırları mun’anyanaeletive.
Gayruk: Yarık, ayrılmış / Çamın dalı gayrılmış.
Temek: Ahır penceresi / Temeği kapamayı unutma.
Burgaşuk: Çalımlı, bol hareketli kız ya da kadın/Göbez Ahmet’in kızı çok burgaşuk.
Gıygaşuk: Aralıklı / Kapıyı gıygaşuk bırakma adam.
BAKIRCILAR KÖYÜ’NDE BAZI LAKAPLAR
Bakırcılar Köyü’nde bazı ailelerin lakapları da şöyle:
Papille,Aktekkeliler, Gavaslar, Gadıgiller, Zekibeyler, Mösmösler/Güneyliğil, Çakıragil, Pomaklar, Paşagil, Tit Nuriler, PanakMustafagil / Panaklar, Pireligil, Tepeligil ve Bazarlıgil.
BAKIRCILAR KÖYÜ ŞİVESİ
-Erfe aban geldi mi gııı?
-Tallaya gittiydi aşama gelü.
-Şindiye gelmesi ilazımdı emme biyellededakılagaldı, şişegalasucuk.
*
Ayâbanıngııı…Keşçilerin Hasan’ı ölmüş deyalla…Aslı va mı gıı.
(Sevim Tığ /Kemal eşi)
BAKIRCILAR KÖYÜ MANİSİ
Bakırcılar Köyü manilerinden üç örnek:
Maniler Adil Küçükkaya’dan alınmıştır.
Bostanı arukluya
Ben varmam çocukluya
Allah nasip eylesin
Ayağı çarukluya
*
Havalıdır havalı
Çoban çalar kavalı
Fatma kızı görünce
Kostak güder davarı
*
Çarşıdan aldım elek
Sırtıma giydim yelek,
Kalmadı şu gönülde,
Senden başka bir dilek.
*
Bu yazımın tarih bölümünün hazırlanmasında büyük destek veren Değerli Tarihçi-Yazar Abdülkadir Kalay’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
BAKIRCILAR KÖYÜ’NDEN…
-SON-