-Yeter KÖMEÇÇİ-

     Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğrencileri Sosyal Sorumluluk Projesi Kapsamında Devrek’e gelerek “Devrek’in değerleri” hakkında araştırmalarda bulundu.

     BEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü tarafından hazırlanan sosyal sorumluluk projesi kapsamında Devrek’e gelen bölüm öğrencileri; Resul Arslan, Cemre Naz Abanoz, Gülşah Atar ve Nisa Betül Kara’dan oluşan grup “Rüştü Onur, Devrek Simidi ve Devrek Bastonu” hakkında araştırmalar yaptı.

     Bu amaçla gazetemiz sahibi, şair yazar İbrahim Tığ’ı da ziyaret eden öğrenciler Devrekli şair Rüştü Onur hakkında bilgi aldı. Öğrencilere Rüştü Onur’un 22 yaşında yaşamını yitirdiğini, kısacık ömrüne bir kitaplık şiir, hikaye ve edebi mektuplar sığdırdığını anlattı.

RÜŞTÜ ONUR

      Tığ şöyle konuştu: “Onur, 3 Ağustos 1920 tarihinde Devrek’te doğdu. İlköğrenimini burada, ortaöğrenimini de Zonguldak’ta tamamladıktan sonra Kastamonu’da başladığı lise öğrenimine Zonguldak’ta devam etti.   

      Zonguldak Çelikel Lisesi 2. Sınıfında iken hastalığının (verem) artması nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı.  İstanbul’dan Zonguldak’a dönerken Anafarta Vapuru’nda, Mediha Sessiz adlı bir kızla tanıştı. Bu tanışma, iki gencin hayatını değiştirdi. Mediha’ların Beşiktaş’taki evlerine yerleşen Rüştü Onur

Evliliklerinin 18. gününde Medihasını kaybetti. (2 Kasım 1942). Onun ölümüne çok içerleyen Rüştü de ondan tam bir ay sonra 2 Aralık 1942 tarihinde ciğerlerinden gelen kanla boğularak yaşama veda etti.

     Rüştü Onur, Garip Akımı”nın önemli temsilcilerinden biri olarak edebiyat tarihimizde yerini aldı. Yeni İnsanlık, Varlık, Ses, Bağ, Servet-i Fünun, Ocak, Kara Elmas, Yeni Zonguldak, Gündüz ve Değirmen adlı dergilerde, şiir, hikaye ve denemeleri yayınlanan Rüştü Onur, dönemin önemli edebiyatçıları; Abdülbaki Gölpınarlı, Oktay Rıfat, Necati Cumalı, Salâh Birsel, Oktay Akbal, Müfide Güzin Anadol ve İbrahim Behçet Kalaycı ile arkadaşlıklar kurdu.

     Onur’un şiirlerinde yaşam ile ölüm hep bir bütün teşkil eder. Onu, Zonguldak'ın saçak altındaki maden işçileri, çocukları, kenar mahalle insanları, kuşları ve denizi yakından ilgilendirip hüzünlendirmiştir. Bu tutum da Onun edebiyatımızda haklı yerini almasını sağlamıştır.”

DEVREK SİMİDİ

    Öğrenciler daha sonra Özkan Simit Fırını’na giderek fırın sahibi Mehmet Özkan’dan Devrek Simidi hakkında bilgi aldı. Özkan, Devrek simidinin tarihinin 1800’lü yıllara uzandığını, söyledi.

     30 yıldır simit ustalığı yapan Mehmet Özkan, “Devrek Simidi’nin en belirgin özelliği, kazan simidi ve dut pekmezinde haşlanarak hazırlanmış olmasıdır. Normal simide göre biraz daha kalın ve açık renkli olur bu yörenin simitleri. Doyurucudur.”ifadesini kullandı.

     Simit Ustası Mehmet Özkan öğrencilere simidin yapılışını da anlattı. Özkan daha sonra öğrencilere Devrek simidi ikram etti.

DEVREK BASTONU

     Öğrenciler daha sonra Işık Bastonculuk’a geçerek usta Sevil Badur’dan Devrek Bastonu hakkında bilgi aldı.

     Devrek bastonunun en önemli özelliğinin kızılcık ağacından olmasını anlatan Sevil Badur, Devrek bastonunun asıl motiflerini yılanlı, baklava dilimi ve çentikli olmasının oluşturduğunu, söyledi.

     Badur şöyle konuştu: “Devrek’te unutulmaya yüz tutan bu mesleği yeniden bizim büyük ustamız Fehmi Işık canlandırmıştır. Daha sonra Münteka Çelebi, Mürvet Usta gibi ustalar da ondan bu sanatı öğrenerek icra etmişlerdir. Bugün ülkenin bir çok yerinde baston yapılıyor ama üzerinde sanat eseri varsa bilin ki o Devrek bastonudur. Baston hem sağlık hem de aksesuar olarak kullanılıyor.”

    Öğrenciler kendilerine bilgi veren ustalara teşekkür ederek Devrek’ten ayrıldı.