Advert
Advert
Advert

TURPCU: YARATTIKLARI SİSTEM DARBE GİRİŞİMİ DOĞURDU

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, darbe girişimi sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

TURPCU: YARATTIKLARI SİSTEM DARBE GİRİŞİMİ DOĞURDU
Bu içerik 1257 kez okundu.
Advert

   CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, darbe girişimi sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. AKP`nin tarikat ve cemaat koalisyonu şeklinde, liyakati, cumhuriyet değerlerini ve laikliği hiçe sayan itaat ve sadakati esas alan anlayışının, iktidarının mutlak devamı yerine darbe girişimi doğurduğunu vurgulayan Turpcu`nun açıklaması öyle: “Uzun yıllardır toplumun ve devlet kurumlarının içinde sistematik olarak yuvalanan, bu süreçte siyasi iktidarların en çok da AKP İktidarının desteğini alan Fethullahçı Örgüt devleti tamamen ele geçirmek için 15 Temmuz’da harekete geçmiştir.Yıllardır devletin her kademesine kendi adamlarını sistemli şekilde yerleştiren, gücüne güç katmak için her yolu mubah sayan,  adeta bir kanser gibi her alana yayılan bu oluşum, tarikat ve cemaat etkilerine açık bir devlet yapılanmasının ülkemizi hangi felaketlere sürükleyeceğini de bir kez daha ortaya koymuştur.  

KPSS SORULARI ÇALINIRKEN,`HEPİNİZ ORADAYDINIZ BE!

   ` 2002'den bu yana sağlık, eğitim, yargı, ordu, polis, istihbarat başta olmak üzere elini attığı bütün kurumları işlevsizleştiren uygulamalar yapıldığını, liyakat esasının hiç uygulanmadığını bu şekilde kimlerin haklarının yenilirken, kimlerin hak etmedikleri makam ve mevkilere getirildiklerini biliyoruz. Din maskeli Fethullahçı Örgüt, KPSS sorularını ele geçirip kendi adamlarına dağıttığı için gerçek halk çocukları işe giremedi, mağdur oldu. Çaldıkları sadece sorular değil, milyonlarca insanın emeği, hayali, eğitim hakkı ve iş hakkıydı, bu ülkenin yarınlarıydı. Bugün `14 yıl boyunca soruları çalmışlar` diye açıklama yapıyorlar. Peki kimin zafiyetinden, göz yummasından faydalanarak yapmışlar bunu? Dönemin Başbakanı’nın dediği gibi `hepiniz oradaydınız be!`.

   Göz göre göre yarattıkları bu sistem darbe girişimi doğurmuştur. Yaşanan darbe girişimi nedeniyle gözler TSK içindeki yapılanmaya çevrilmiş olsa da diğer kurumlarda da aynı durumun olduğu bilinmektedir. Bu kişiler bu kurumlara nasıl sızdı? Neden engel olunamadı? Neden tespit edilemedi? AKP ile 2002-2007 yılları arasında iş birliği, 2007-2011 arasında çok sıkı bir ittifak içinde oldukları daha sonra çatışmaya başladıkları bilindiğine göre, hükümetin burada sorumluluğu bulunmaktadır. İKTİDARIN ÖNEMLİ MAKAMLAR TESLİM ETTİKLERİ KİŞİLER KENDİ MENFAATLERİNE VE DIŞ GÜÇLERE HİZMET ETMİŞTİR

    Bu kişiler darbe yapabilecek güce sahip bir hale geldilerse, önemli makam ve mevkideki bu kişilerin devletin çok önemli ve gizli bilgilerini ülke dışındaki işbirlikçileriyle paylaşmadığını düşünmek fazla iyimser bir yaklaşım olur. Tehlike tahmin ettiğimizin çok ötesindedir. İktidarın ülkenin önemli makamlarını teslim ettikleri kişiler kendi menfaatlerine ve dış güçlere hizmet etmiştir. Bu ülkede dini inançlarını yerine getirdi diye kimseye baskı yapılmamıştır. Dinci örgütlenmelerle, dini inancı yerine getirme arasındaki farkı ayıramayanlar nedeniyle bu günlere geldik. Tarikatların devlet içindeki kadrolaşması, bu nedenle ülkenin siyasetine yön verecek şekilde etkinlik göstermeleri, ekonomik güce ve oy potansiyeline sahip olmaları bunların hareket ve etki alanını genişletmektedir. Bu nedenle günümüzde tarikatlara ve cemaatlere statü kazanma, kendini toplumda daha ayrıcalıklı bir yere çıkarma veya iş hayatında yardımcı olacak bağlantılar kazanma umuduyla bağlanılmaktadır. Bu duruş iktidarların, oy kaygısıyla perçinlenince durum içinden çıkılmaz bir hale gelmiştir.  

AKP İŞE ALIM SÜRECİNİ DAHİ ÇOK FAZLA PARTİZANLAŞTIRDI

    İşe alımlarda hatta taşeron işçilerin alımında bile AKP üyeliği aranmaktadır, AKP işe alım sürecini dahi çok fazla partizanlaştırdı. Şimdi ise devlet kadrolarında büyük bir tasfiye hareketi başlamıştır, sayının yüz bin civarında olacağı söylenmektedir. AKP, hangi bakanlıkta hangi tarikatın örgütlü olduğunu biliyor mu acaba?  

SADECE EKMEK PARASI İÇİN ZOR KOŞULLARDA ÇALIŞANLARIN GÜNAHI NEDİR?

    Darbe girişiminin ardından kapatılan okullarda 20 bin kadar öğretmenin lisansı iptal edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı`ndan ruhsatlı bu okullarda Fethullahçı örgütle hiçbir ilgisi olmadığı halde sadece ekmek parası için zor koşullarda çalışan bu öğretmenlerin günahı nedir? 15 Temmuz darbecilerini ve destekçilerini meşrulaştırıp büyüten, öven bu okullarda çalışmasını teşvik eden iktidar hiçbir bedel ödemezken öğretmenlerin, memurların ve akademisyenlerin neyin bedelini ödediğini de öğrenmek istiyoruz.

CHP`LİLER ATATÜRK’ÜN IŞIĞINDA, GERÇEK VATANSEVER VE DEMOKRASİYE İNANMIŞ BİREYLERDİR

   Bununla birlikte önemli bir konuya daha parantez açmak istiyorum. Kendi içlerindeki Fethullahçı Örgüt üyelerini temizleme bahanesiyle Cumhuriyet Halk Partisi`ne uzanan o anlayışı da kınıyoruz. Bu tür yaklaşımları CHP`ye hakaret olarak kabul ederiz. Cumhuriyet Halk Partisi Üyeleri Atatürk’ün ışığında, gerçek vatansever ve demokrasiye inanmış bireylerdir.  Bu nedenle ne darbeci çıkar, ne de Fethullahçı çıkar. Bu yapıları AKP, şimdi `sızma` dedikleri ama bilinçli olarak yerleştirdikleri yerlerde ve makamlarda yani kendilerinde aramalıdır. 

DEVRİM KANUNLARI UYGULANMALI TARİKATLAR KAPATILMALIDIR

   Hükümet, Fethullahçı Örgüt ile bağı olduğu gerekçesiyle boşalan bu kadrolara getirilecek olanların başka derin güçlerin bağlantısı olmayacağının garantisini verebilir mi? Diğer tarikatların altından ne çıkacağını biliyor muyuz? AKP tarikatlar koalisyonu olmamalıdır. Bu nedenle, bir tarikat bitirilirken başka tarikatların palazlanmasına yol açılmaması gerekmektedir. Oluşan boşluğu başka hareketlerin doldurmaması gerekmektedir. Çünkü bütün hepsinin kendine has ajandaları olduklarını biliyoruz, toplumu dönüştürmek için ciddi çalışmalar yapıyorlar. Bir yandan toplumu istedikleri yere çekmeye çalışırken bir yandan da siyasi yönlendirmeler yapabiliyorlar. Bu nedenle devrim kanunları uygulanmalı tarikatlar kapatılmalıdır.  

CUMHURİYETİN İÇİNİN ÇÜRÜTÜLMESİNE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ

   Kurslar, dershaneler, yurtlar ya da dernek adı altında kurulan tarikat bağlantılı paravan kuruluşların bu ülkenin kurulduğu andan itibaren var olan çizgisini saptırmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarının ve bu durumun yarattığı tehlikenin farkına artık herkesin varması gerekmektedir. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı kindar bir nesil yetiştirme gayreti vardır. Bizler, Cumhuriyetin içinin çürütülmesine asla izin vermeyeceğiz.

TEHDİTLERE KARŞI TEK ÇARE CUMHURİYETİMİZİN KURUCU DEĞERLERİDİR

   Bu tehditlere karşı tek çare ‘Kurucu Cumhuriyet Değerlerine’ dönüştür, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldur, cumhuriyetimizin kurucu değerleridir ve laik, demokratik düzendir. Dünyanın gördüğü en ileri görüşlü liderlerinin başında gelen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, getireceği tehlikeyi gördüğü için o günlerden uyarmış, Tekke ve Zaviyeleri kaldırmıştır. Yoksa ülke şimdiye kadar çoktan hem emperyalizmin hem de din bezirganlarının kontrolüne geçmişti. Atatürk'ün `Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.` sözleri düne, bugüne ve yarına tutulan en önemli ışıktır.

  ÜS TAŞIYARAK, KIŞLALARIN ÖNÜNDE İŞ MAKİNELERİ BEKLETEREK  BU SORUNU ÇÖZEMEZSİNİZ

   Son olarak, hükümetin acil olarak önceliği Fetullahçı Örgütün tüm kurumlardan tamamen temizlenmesi ve bu ve benzeri hareketlerin bir daha ortaya çıkmaması için gereken tüm önlemleri alması olmalıdır. Askeri Liseleri kapatarak, Askeri üsleri kapatarak, askeri üsleri taşıyarak, askeri kışlaların önünde iş makineleri ve kamyonlar bekleterek bu sorunu çözemezsiniz.  Bunlar hem göstermelik tavırlardır hem de askeri üslerin özellikle hava üslerinin taşınması çok maliyetlidir. Trilyonlarca lira harcanarak yapılmış olan bu yerlerin bu gerekçelerle taşınması milli kayıptır. Bu mantıkla gidersek bu yapının büyüyüp, devletin kılcal damarlarına kadar sirayet etmesine, darbe yapacak güce ulaşacak noktaya gelmesine neden olan AKP’ye ne şekilde bir ceza vermek gerekir? Cansız tesisleri cezalandırmak, üssü kapatmak yerine, bu tür faaliyetlerin bir daha yaşanmayacağı bir yapı için önlem alınması gerekmektedir. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Kuvvet Komutansız Genel Kurmay Başkanı yaratıldı. Ne yazık ki AKP`nin sorunun kaynağını hala anlayamadığı anlaşılıyor. Sorunların kaynağını neden-sonuç ilişkisi içinde doğru anlamak ve ona göre adımlar atmak gerekir. Şehir dışına taşınması gereken üsler varsa, buralar ranta açılmamalı, demokrasi hafızamıza sembol olarak katkı sunması için halkın kullanacağı yeşil alanlar olmalıdır. Yani bu alanlar rant alanı olarak değil, demokrasi ve özgürlük alanları olarak değerlendirilmelidir.

  DARBELERİN PANZEHİRİ, GERÇEK ANLAMIYLA İŞLEYEN,  YERLEŞMİŞ BİR DEMOKRASİDİ

   Remperyalizm tüm dünyada ve Türkiye’de fay kırıklarından girerek, din, mezhep, etnik kökenleri kullanarak kendi çıkarları için kullanmaktadır. Tarikatlar bu anlamda emperyalizmin beslendiği alanlardır.  Şu anda tasfiyeleri yapıp, geleceğe dair gerekli mekanizmalar kurmak gerekmektedir. Bunu ancak Meclis’te tartışarak yapabiliriz. Darbelerin panzehiri, gerçek anlamıyla işleyen,  yerleşmiş bir demokrasidir. Demokrasi bir gün herkese lazım olur” dedi. 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
BAŞKAN ULUPINAR İLK MECLİS TOPLANTISINI YAPTI
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU
DEVREKLİ ÖĞRENCİ İL BİRİNCİSİ OLDU