Mehmet Binboğa’dan:
-Gençlerin kullandığı argolardan "yani ve aynen"in gerçek anlamlarından uzaklaştırılıp o ucube anlamlarıyla dilimize yerleştirildiği yetmezmiş gibi, şimdi de kerli ferli yazarlar bile "sonuçta" sözcüğünü yerli yersiz kullanmaya başladı.
Oysa "sonuç" bir müsabakanın, yarışın skoru anlamındadır. Bu abilerin kastettiği anlam olsa olsa "sonunda ya da nihayetinde" olmalı.
*
Hüseyin Alemdar’dan:
-Ey genç şair, orda mısın, uyandın mı!
Sahi, yazda kış merhameti şiiri hangi saatlerde duyumsanır, duyulur.
Gündoğumu günbatımı fark etmez, şair olup olmadığın da; şiir göğünün altında olmakla mülhem şiir de şairlik de. Hele gün biraz daha ışısın, defterlerin ışısın, sen ışı; gökyüzünde sıkışık yatılmaz! Uyan hele!
*
Erdal Atıcı’dan:
“Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler!
Ve elbette ki, sevgilim, elbet, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle; işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet.”
Nazım Hikmet’e sonsuz saygıyla…
*
Tahir Şilkan’dan:
-Erich Maria Remarque'nin romanlarını okuduğunuzda, 'savaş nedir?' sorusunun yanıtının bir daha unutmamak üzere belleklere adeta kazındığını görürüz. Savaş yoksulluktur, işsizliktir, açlıktır, yetersiz beslenmedir, bunun sonucu ortaya çıkan hastalıklardır.
*
Hayri Sarı’dan:
-Babam alkol düşkünü ve bir o kadar da kumara olan düşkünlüğü ile nam salmıştı yaşadığımız yerde.
Hakikaten de şişede durduğu gibi durmuyordu zıkkım. Ezip geçtiği, sövüp biçtiği günlerin ardı arkası kesilmiyordu. Bizim üzerimizde kurmuş olduğu baskıya ve uyguladığı şiddete bizden çok komşularımız üzülüyordu. Bizi erkek sinekten bile sakınır hale gelmişti babam. Eğitim hayatımıza bile ipotek koymuştu.
*
Aysel Tipici’den:
-Kadın hakları savunucularına yapılan saldırılara karşın cemaatlerin korunması... Bu zulümler saymakla bitecek gibi değil. Ekonomik koşullar elverse de ülkemizin, dünyanın güzelliklerini ölmeden gezip görsek, tanısak, tadlarını öğrensek diyebilecek yaştayken kapının dışına çıkarken bile hesap yapmak zorunda bırakıldık.
Zaten içimizden de gelmiyor artık, ülkenin halkları her yönden mutsuzken, birey ne kadar mutlu olabilir ki...