Ben bu Rauf Tamer'i 30 günün 25 günü okurum posta gazetesinde. Sevmem ama yazılarını okurum. Kendi bildiğince sözcükleri ayırır, müthiş bir iktidar sevicisidir.

24 Eylül 2014 tarihli yazısının başlığı “Dil yâresi”ydi.

Şöyle diyor Tamer:

“Başbakan'ın ilk gezisini Kıbrıs'a gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz.”

“Gerçekleştirmek” yerine “yaptı” demeye dili varmıyor!...

Şekerin aslı varken çaya tatlandırıcı katıyor!...

♦

İkinci örnek yine aynı günkü Posta gazetesi haberinden.

Samsun'a yeni atanan Vali İbrahim Şahin:

-Bugünkü ifadeyle paralel yapı, buna benzer şeylerle eşimin ne ilgisi, ne alakası olabilir?

Koskoca devletin valisi “ilgi” ile “alaka”nın ayırdın da değil...

“O NE O GELEN?”

Çocukluğumun geçtiği Bakırcılar Köyü’nde Medük (Mediha) ablam vardı, Allah rahmet eylesin!..

Onun birisine şaşırdığı, birinin arsızlık, taşkınlık, görgüsüzlük yaptığında söylediği bir söz vardı: O ne o gelen?

-Hiçbir şey görmemiş gibi anlamında, kullanırdı bu sözü.

Oğlu Mehmet ağabeye sordum bu sözü:

-İki anlamı var; Neye benziyor, ne diyorsun, ne biçim? Anlamlarına geldiğini söyledi.

Bu anlamlara geldiğini de öğrenmiş oldum.