Advert
Advert
Advert
MADENCİLERİMİZ…

MADENCİLERİMİZ…

Bu içerik 1595 kez okundu.

   Çalışma yaşamının en zor mesleğidir kömür işçiliği. Her babayiğidin olası tehlikeyi, kazayı, grizu patlamasını göze alamayacağı çileli maden emekçileri, bu riskleri bile bile yeraltında, saatlerce gün yüzü görmeden kazma sallarlar.

   Kader bu ya, dünyanın en zor mesleği madencilik, yerin 900–1000-1200m derinliğinde
Kelle koltukta, rızık aramak, yani madencinin yüzü kara, lakin ekmeği beyaz
Güneş madenciye dargın, çünkü gün doğmadan nakıs 900-1200m yerin eksi katına yani yerin dibine karanlıkta iniyor, gün batımından sonra işinden çıkıyor, güneşe hasret ancak denk gelirse haftalık bir günlük izin gününde, sadece güneşi görebiliyor.

Ekmek davasına her an ölüm korkusunu karışmıştır, bir avuç kömür için can verirler.
Emeğin şehri Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te, Yeni Çeltek’te, Tunçbilek’te …

Yapacak başka bir iş yoktur buralarda. Ocakta iş bulabilenler şanslı sayar kendilerini. Kaçak olsun, kayıtlı olsun hiç dert edinmeden “iş bulabildik” diye sevinerek inerler ocağa. Mecburiyettir evin geçimini sağlanmalı, çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarılmalıdır. Onların aldığı para katıksız alın terinin karşılığıdır. Bu kadar zor şartlarda çalışmak, ölümü hissede hissede ve çoğu zaman ücretini ya zamanında alamaz ya da eksik alır. Geçen günlerde Kilimli’de ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle ocakta açlık grevi yapan işçiler gibi.

Madencilerin, kömür emekçilerinin hâlâ düzeltilmeyen çalışma koşulları, ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi, kayıt dışı çalıştırılma gibi sorunlar yasalara karşın hâlâ çözüm bekliyor ve bir türlü bu sorunlar ortadan kaldırılamıyor.

Denetim diye bir şey gelmiş olsa ne yazar… eğer yasalar uygulanmayacaksa ne anlamı var? Yasaların kesintisiz uygulanması, denetimlerin hakkıyla yerine getirilmesi gerekmez mi? Türkiye’yi Avrupa şampiyonluğuna taşıyan iş cinayetlerinin en çok meydana geldiği kaçak maden ocaklarının, kayıt dışı işçi çalıştırmanın üzerine kararlı şekilde gidilmesi gerekmez mi?

Güneş madenciye küskün, madencide sırtından geçinen ekmeğini aşını, emeğini sömürenlere küskün. Son on yılda örgütlü sendikalıda olsa, emeğini alın terini savunan yok, ırgat gibi çalıştırılıyor, canını dişine takmış, adeta burnundan soluyor, taşeron emrinde, hemi de asgari ücretle, dertli kimsesiz çaresiz, madenci.

Madenci hakları, geçim sorunları, madenci günleri ancak 4 yılda bir olan yerel yada genel seçiimler arifesin de sendika ağalarınca dillendiriliyor, siyasilerce sırtı sıvazlanıp, yalan vaatler veriliyor, oyları alınıyor, seçim sonrası ne madenci gündemde, nede verilen vaatler hatırlanıyor, bir dahaki seçimde temcit pilavı gibi aynı sorunlar ne yazık ki rafa kaldırılıyor, yalaka, yağcı görsel yazılı medyada çeşitli şekilde işçiyi halkı yalan yanlış haberlerle yanıltıldığı için gereken ödülü, siyasilerden ballı ihaleler alarak oda bu ekmek hırsızlığına, emek hırsızlığına ne yazık ki ortak oluyor,sendika ağaları da riyo karnavallarında 7 yıldızlı otellerde,işçi sırtından ceviz kırıyor. Madencinin sırtından oldum olası hiç sürüngenler, omurgasızlar, kan emiciler, eksik olmuyor.

Madencilik Türkiye'nin kaderi olmasın istiyoruz, bir daha yitip giden canlara tanıklık etmek istemiyoruz, ölümün madencinin alın yazısı olması istiyoruz.

  İnsanoğlunun varoluşu ile kullandığı ilk alet yine başka bir İnsan...

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ERGİN ÖZKUL VE GÖKSU KEKLİK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
ERGİN ÖZKUL VE GÖKSU KEKLİK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
BAŞKAN BOZKURT: İNSAN ODAKLI PROJELERLE GELİYORUZ
BAŞKAN BOZKURT: İNSAN ODAKLI PROJELERLE GELİYORUZ