Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır be "ömür" hanım?
yaşamak zor bir uğraş olsa gerek hele bu devirde...
nefes almanın bile bu kadar zor olduğu bir iklimde kat be kat artan sorumluluklarımızla daralan yada daraltılan dünyamız...
Her gün yeni bir şehit haberi duymak artık ne kadar sıradan ve alışageldik bir durum.
yaşamak zor be dostum bu memlekette hakettigince.
Ama belki de kolay beklentilerini başkalarının diline, gözüne kucağına bırakanlar için...
bilinmez oldu telaşımız bile. Her gün bir koşuşturma içinde yitip giden hayat dolu yüreklerimiz.
kafalar eğik, yürekler acı dolu, gözler nemli, bayramlar bile rutin...
bahar mevsimini yaşamadan kışa erişir olduk ya böyle işte arası kalmadı hiç bir şeyin.
kaybettik şarkılara şiirlere ilham veren o sessiz sade ve bildik her şeyi.
sonbaharın hazanı, düşen sararmış gazelleri arasında yürüyemez olduk.
yaşadığımız şehirler nefessiz bırakıyor bizi. het taraf pejmurde bakımsız dağınık. Her gün aynı şehirde bildik bir mevsime uyanmak ne kadar ağır.. .
mutsuzluk sarmış, beklentileri kararmış bir güruh...
Küçük ve güzel devregim benim. sılada özlemiyle yananlar varken nedir bu çaresizliğin.
emekli ve çay ocaklarında tüketilen katma değersiz bir yaşam mı beklentiniz.
biçimsiz yanyana yükselen görüntüyü tamamlamış gibi tüm yolların.
Yağmur yağsa yüzecek kadar olur yağmasa her gün cam silersin kesin.
yaşamak lazım kesin ama Ataol Behramoğlunun dizelerinden demlenerek...
Nasıl derseniz işte tam da böyle...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana hepinize nefes alabileceğimiz güzel yarınlar dilerim.