Advert
Advert
Advert
TUNAY ÇAĞALI
Celal Şakir TELCİ

TUNAY ÇAĞALI

Bu içerik 4503 kez okundu.

 

   

   Tunay Çağalı abimin benim hayatımda çok önemli bir yeri vardır. Ortak tutkumuz olan avcılık sporu ile yıllarımız birlikte geçti.

   Onu tanıdığımda 16 yaşındaydım, Avcılar Derneği Başkanı ve Devrek’te tanınmış avcısıydı, imrenirdik. Daha sonra bir vesile ile ilk defa onunla ava gittim.

   Beni Tosunlar köyü civarındaki “Malya” mevkiine getirdi, ava başladık keklikleri çok geçmeden uçurduk… ararken Tunay abinin usta köpeği “Acar” fermadaydı. Kendisi atabilirdi ama bana müsaade etti, keklik acarın önünden fırlamasıyla tüfeğimi ateşledim çalılara doğru düştü… Bu benim ilk keklik avlamamdı.

   Daha sonraları çok keklik avladım ama o ilk avladığım kekliği unutamam.

   ***

    Tunay Çağalı, 1938 yılında Zonguldak’ta doğmuş, 1956 yılında istisas için Almanya’ya gitmiş, 1960 yılı askerlik sonrası Devrek’te oto parçacısı olarak ticarete atılmış.

   Avcılık ile o yıllarda, eniştesi Bartınlı Daniş Kahraman sayesinde tanınmış, Daniş bey Devrek’te o zamanların meşhur avcıları Şevki usta ve Şeref Küçük’le avlanır, Tunay abiyide ava götürürmüş.

   Gerze yakınlarındaki Kavlalık (Çınar ağaçları) bölgesinde keklikleri kaldırmışlar, keklikler ırmaktan karşıya geçmiş, Tunay abide ırmaktan geçerek keklikleri bulmuş ve ilk keklik avını o gün yapmış.

   O da ilk kekliği unutamamış ki, her zaman anlatır, eniştesi Daniş beye de rahmet okur.

   ***

   Tunay abiye unutamadığı bir av anısını sordum, Anlattı; Bir kasım günüydü rahmetli Şevki usta ile (Şevki Küçük) Tosunlar köyü civarına ava gittik. Avlağı bütün aramalarımıza rağmen hiçbir şey bulamadık.

   Arabayı park ettiğimiz yere geldiğimizde sıcak kendini iyice hissettiriyordu. Şevki usta ava doymamış olacak ki; “Ben şu meşelikleri bir yoklayıp geleyim” diyerek yanımdan ayrıldı.

   Ben çeşmede dinlenirken yoldan bir minibüs geçti, az ileride durup geri geri geldi, şoför beni tanıyor, “Tunay abi bir sürü keklik şuradan aşağıya geçti” dedi. Bende sen yoluna devam et kekliklerin aşağıya indiği yerde sinyal yak dedim.

   Dediğimi yaptı. Hemen tarif edilen yere gittim, baktım eğrelti otları kıpır kıpır, köpeğim, girer girmez iki keklik kalktı, duble (iki defa) attım.. ikisini de avladım.

   Bazen tek, tek, bazen üçer beşer eğreltilerden kalkıyorlar tam av curnatası yedi tane vurunca avı bıraktım.

    Çeşmeye döndüm.

    Şevki ustada oflaya puflaya döndü, hiçbir şey yok dedi.

   Bende; “Sen gezip dolaştın bir şey bulamadın ama ben oturduğum yerden ne yaptım” diyerek … Yedi kekliği tek tek önüne serdim.

   Rahmetlinin gözleri faltaşı gibi açıldı, hayretle bana bakıyordu hiç unutamam.

    Ne zaman oralardan geçsem, bu hatıram gözümde canlanır.

    ***

   Tunay abi; Günümüzde avcılığın, insanları birbirine yaklaştıran, kaynaştıran sosyal yönleri çok geniş bir spor dalı olarak algılıyor. Avcılık hakemi, seyirci olmayan, avcının vicdanına dayalı spor dalıdır… diyor.!

  GÜNÜN SÖZÜ: “Unutup gülümsemek; hatırlayıp üzülmekten iyidir.”

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM