Advert
Advert
Advert
                BİTSİN ARTIK BU ÇİLE
Celal Şakir TELCİ

BİTSİN ARTIK BU ÇİLE

Bu içerik 3637 kez okundu.

   Neyse yarından sonra bitiyor. Kiminle konuşsam, nereye gitsem milletimiz bıkkınlık, küskünlük içinde gerildikçe gerilmiş… Ne olacaksa olsun şu referandum tantanaları bitsin diye bekliyor…

   Gerginlik ve kavga politikası bazı siyasilerin işine geliyor, zira oradan beslenip oy devşiriyorlar, bolca da mağduriyet edebiyatı.. nedense 15 yıldır hep aynı siyasiler mağdur.!

   Her şeyden önce oy toplayabilmek uğruna milletimizin en hassas duygularını kullanarak meydanlardan ağzına ve aklına geleni bağırarak söylemek, asla siyaset yapmak değildir.

   Ülkesini, Milletini, Devletini düşünen ve seven her siyasetçinin kitlelere hitap ederken, ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin geçirdiği hassas süreci değerlendirip ona göre konuşması gerekmez mi?

   Ama nerde?

   ***

   Bugün; Türk Siyasetinin en büyük sorunlarından biri, kişilerin kendi inandıklarını başkalarına çeşitli dayatmalarla, yöntemlerle inandırma çalışmalarıdır.

   Oy alabilmek için yalan, yanlış halkı galeyana getirerek söylemler fayda yerine zarar veriyor, halkı kutuplaştırıyor, komşuyu komşuya düşman ediyor, hatta aile içi kavgalara kırgınlıklara sebep oluyor.

   Kutuplaşma can sıkıyor, stresli, mutsuz vatandaşlarımız, “Bitsin artık bu çile” diyerek Pazar gününü bekliyor.

   Bugün ülkemizde hakaret ve seviyesizlik içeren konuşma üslubunun ne yazık ki çok fazla beğenini, yandaşı var.

   Seviyesizliğin rağbet gördüğü yerde kalite olur mu?

   Devlet adamlarının, Siyasi Liderlerin herkesten önce bu ilke ve değerlere bağlı olması gerekir.

   Rahmetliler; Erdal İnönü, Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan.. nükteli, kaliteli, kibar siyasilerdi.

   Onları rahmetle anıyoruz, arıyoruz.!

   Ne oldu bize?

   ***

    Seçim meydanlarında, Anayasa paketini anlatmak, projeler üretmek yerine, siyasi rakibine hakaret ederek sanki tabanına mesaj verilmek isteniyor.

   Tahammülsüzlük, hoşgörüsüzlük ve eleştiriye kapalı siyasi teşekküllerin elinde kaldık.

   Bu referandum, 2010’daki referanduma hiç benzemiyor, millet seçim değil, geçim derdinde, sessizce “Bitse de gitsek” havasındayız.

   Sonuçta; Evet diyende, hayır diyende bu vatanın evlatlarıdır, birbirimizi üzüp, kırmadan Pazar günü sandığa gidip oyumuzu kullanarak görevimizi yapmalıyız.

                                                  

                                       GÜVEN MESELESİ

 

   Bu devirde insanlara güven olmuyor, Ne demişler “Güvenme dostuna, saman doldurur postuna”

   Eski devirlerde güven var mıydı?

   Ne gezer, İnsanoğlu hiç değişmez ki…

   Haçlı seferine hazırlanan şövalye, geleneğe uyarak karısına bekaret kemeri taktıktan sonra en yakın arkadaşına gitmiş;

-          Bu karıma taktığım bekaret kemerinin anahtarı, üç yıl içerisinde dönmezsem kemeri aç…

-             Şövalye kutsal topraklara doğru yolculuğa başlayalı bir saat ya olmuş, ya olmamış… Arkasından bir atlı tozu dumana katarak gelmiş.

  Şövalye geri dönünce yakın arkadaşını görüp heyecanlanmış…

-          Ne oldu kötü bir haber mi var?

  Arkadaşı;

-          Yanlış anahtar vermişsin… demiş, bu anahtar kilide uymuyor.!

 

  GÜNÜN SÖZÜ: “Düşman elinde kılıcıyla karşında duran değildir. Arkasına hançeri saklayıp yanında durandır.”

 

                                                                                          (Paulo Coelho)

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM