Advert
Advert
Advert
KUŞLARI TANIMAK
Celal Şakir TELCİ

KUŞLARI TANIMAK

Bu içerik 3536 kez okundu.

   Çok uzun yıllardan beri dünyada kuşları tanımak ve korumak için çeşitli dernekler kurulmuş ve faaliyettedir.

   Yurdumuzda ise bu konu son yıllarda alaka görmeye başlamıştır.

   Eski Türklerde çeşitli kuş türleri bilhassa Kartal, Doğan, Atmaca gibi yırtıcı alıcı kuşlar, milli semboller ve mukaddes olarak, kabartmalar, çiniler, kilimler ve çeşitli işlemlerde kullanılmışlardır.

   Selçuklu Devletinin sembolü ise “Çift Başlı Kartal”dır.

   Osmanlı Padişahları avcıydı, Atmaca ve Şahin ile avlandıklarını gösteren sayısız minyatürler vardır, müzelerimizde sergilenmektedir.

   Ayrıca; saraylara özel olarak yırtıcı kuş yetiştiricileri bulunduğu ve avlanabilmek için rezerv sahalar ayrılarak kuşların korunması için tedbirler alındığını tarih kitaplarında okuyoruz.

   ***

   Ülkemiz; Avrupa, Asya, Afrika arasında doğal bir köprü konumunda olduğundan göçmen kuşlar için çok önemli geçit ve konaklama merkezidir.

   Kuşbilimciler yurdumuzda yerli kuşlar ile birlikte 397 kuş türü tespit etmişlerdir. Tüm Avrupa’daki 500 civarındaki kuş türü ile karşılaştırılırsa, ülkemizin kuşlar bakımından çok zengin bir bölge olduğu anlaşılacaktır.

   Atalarımızdan büyük bir doğa ve kuş sevgisi almış bir nesil olarak zengin kuş çeşitliliğini korumak bizler için vazife olmalıdır.

    Kuşları kısaca tanımak istersek, bütün canlılardan ayıran en büyük özellikleri tüyleridir.  Mesela maymun tüylü değil kıllıdır, tüy bambaşka bir yapıdır.

   Bu yüzden vücudu tüylerle kaplı canlılara kuş denir, kuşların hepsi uçan canlılar değildir, Kivi kuşunun kanatları yoktur, Devekuşu ise uçamayacak kadar kısa kanatlara sahiptir.

   Kuş tüylerinin nefis göz kamaştıran renkleri boya maddelerinden değil, tüylerin mikroskobik yapısına göre renkleri yansıtıp, yansılamama özelliklerinden meydana gelir.

   Uçakların dahi ikmal yapmadan gidemedikleri mesafeleri kuşlar küçük kanatlarıyla uçarak geçmekte ve gizemli göçlerini tamamlamaktadır.

    Ekosistemin en nadide yaratıkların olan kuşlarımızı tanıyıp, ilköğretim çağında yeni nesillere tanıtmak, sevdirmek zorunda olduğumuzun bilinci içinde olmalıyız.

 

                                  DOKTORA TEZİ (FIKRA)

 

   Bir tavşan önüne bir daktilo almış bir şeyler yazıyor, oradan geçen bir tilki merak edip soruyor,

-          Hey tavşan ne yazıyorsun?

-          Doktora tezimi yazıyorum.

-          Ne hakkında?

-          Tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında.

-          Olur mu öyle şey, hiç tavşan tilki yer mi?

-          Olur, istersen gel ispat edeyim.

  Beraberce tavşanın yuvasına girerler, biraz sonra tavşan tek başına çıkar ve daktilosunun başına geçip yazmaya devam eder.

  Az sonra; oradan geçen bir kurt’la, tilki ile olduğu gibi aynı diyaloglar geçer ve tavşanın yuvasına giderler, tavşan yine tek başına çıkar.

   Tavşanın yuvasının içi: Bir köşede tilki’nin, diğer köşede kurt’un kemikleri ve başlarında da kürdanla dişlerini karıştıran Aslan.!

 

   GÜNÜN SÖZÜ: “En korkunç sağır, işitmek istemeyendir.”

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM