Advert
Advert
Advert
TAKKİYCİNİN SONU
Celal Şakir TELCİ

TAKKİYCİNİN SONU

Bu içerik 3587 kez okundu.

   Cumartesi günü İ. Melih Gökçek’in vadeli istifasını oğlunun kanalı Beyaz TV’de izledim. Belediye Meclis Salonu’nda muhalefet yok, “Kendin çal, kendin oyna” kıvamında bir toplantı..

   Gökçek; konuşmasının başından sonuna kendini överek, Dünyada 1 numara olduğunu iddia etti, asla yorgun olmadığını, yapacağı daha birçok önemli projelerinin olduğunu söyleyerek, asla verilemeyecek şaibeli hesabının olmadığını söyledi.

   Ama, Bülent Arınç’ın Ankara’yı parsel, parsel sattı suçlamasına tek laf edemedi, onun yerine beşyüz soruşturma geçirip hepsinden aklandığını belirterek en önemlisini aklı sıra gizledi.

   Soruyoruz; böyle bir ağır suçlama karşısında neden Arınç’a “Bana iftira atıyorsun, ispatla” diye dava açamadın? Biliyorsun ki dava açılırsa birçok kirli işler meydana dökülecek.

   Sürekli kendinden önce Ankara’ya yapılanlarla kendisi zamanında yapılanları mukayese etti. Bay Melih şunu unutma, o yıllardaki imkanlar ve kredilerle, bu yıllar aynı mı? Sen o yıllarda Belediye Başkanı olsaydın bugünkü imkanların olmasaydı… Ne yapardın?

   Devir teknoloji ve iletişim devri, 70’li yıllarda İstanbul’a telefon etmek için PTT’de sıraya yazılır saatlerce beklerdik, bugünkü teknoloji vardı da o yıllardaki hükümetler kullanmıyorlar mıydı?

   Sen kendini Tilki, milleti Koyun mu sanıyorsun?

  Bu yayından iki gün öncede Melih beyin aynı TV kanalında özgeçmişini anlatan bir yayın vardı, yayında; Babasının Gaziantep AP İl Başkanı olduğunu ilk ve orta lise öğretimini Antep’te yaptığını belirtiyorlardı, sonra Necmettin Erbakan’ın Refah Partisine katıldığını, daha sonra Anavatan Partisinden Keçiören Belediye Başkanlığı yaptığını, 1994 seçimlerinde ise Refah Partisinden Ankara Milletvekili seçildi.

   Ayrıca AKP’nin kuruluşuna katılmamış, iki yıl sonra üye olmuş, bir ara Demokrat Parti’nin isim hakkını şoförüne aldırmış, Anap-DYP birleşmesinden sonra Mehmet Ağar’a vermiş!

   Yani; girip çıkmadığı parti kalmamış.

    Hal böyle iken; Veda konuşmasından AKP’den önceki siyasi hayatından hiç bahsetmeyerek yok saydı, sadece 23.5 yıllık Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından dem vurdu.

   ***

    Amma; konuşmasından “Dava” konusuna vurgu yaparak defalarca tekrarladı, ben dava adamıyım, yedi düvele karşı gelen ben, davam zarar görmesin diye istifam istenince istifa ediyorum dedi.

   Davama iğne ucu kadar zarar verme hakkını kendimde bulamam, onun için Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın emrine uyarak istifa ettim, diyerek nerelere ne mesaj gönderdiğini bilmeyen kalmadı.

   Hem şaibem yok, yorgun değilim, yapacak çok işlerim var, Ankara’ya aşığım de… hem de istifam istenince 23 gün yalvar, yakar olmayınca “Emir Demiri Keser” deyip, istifanı isteyene methiyeler düzerek istifa et.

    Melih’in başına gelenler siyasi ibrettir aslında, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde önce bekleyip, başarısız olacağını anlayınca Büyükşehir Belediyesi çöp arabalarıyla yolları kapatma kurnazlığı sökmedi.

   Fethullah alçağına; yıllarca “melek yüzlü hocaefendim” deyip, darbe başarısız olunca en ağır hakaretlerle küfretmek “takiye” yaptığının ibretlik vesikasıdır aslında.

    Senin gibilere Kasap Kemal Bayramusta amcam; “Bunlar adamcuk.. yeğen” derdi.

   Evet, seçilen seçimle gitmedi, bu demokrasiniz olmazsa olmazsa olmazı ama… Şahsen ben bu Melih’e “oh olsun, beter olsun” demekten de kendimi alamıyorum.

   GÜNÜN SÖZÜ: “Hiç ummadığın keşfeder Esrar-ı derunun;

 

                               Sen herkesi kör, Alemi sersem mi sanırsın?” 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM