Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert
HANIMIN ÇİFTLİĞİ/BALIKÇI
İbrahim TIĞ

HANIMIN ÇİFTLİĞİ/BALIKÇI

Bu içerik 6798 kez okundu.

 

    1958 yılında yayınlanan Hanımın Çiftliği romanı gerçekçi bir gözlemle dönemin gerçeğini yansıtması bakımından çök önemlidir.

    Bu romanda Orhan Kemal, yeni karakterleri de okuyucuyla tanıştırır. Muzaffer bey, Güllü, Çemşir, Berber Reşit, Ramazan, Kabak Hafız…

    Kabak Hafız din adına çeşitli entrikalar düzenleyen bir karakter… Devletin bütün gücüyle dinsel grupları desteklediği bir dönem… aydınlanmamış bir toplum… Çemşir ve arkadaşı Berber Reşit, Çemşir’in kızı Güllü’yü Ramazan’la evlendirmek isterler. Ama  Güllü işçi Kemal’i sevmektedir. Ramazan da mı kim?. Muzaffer Beyin varsıl yeğeni. Muzaffer beyle bu akrabalık berber Reşit’in de işine gelir, çiftlikte kendine yer edinme derdinde. Güllü bu evliliğe karşı çıktığı için kırbaçla dövülür. Kendisini kurtarmaya gelen Kemal’i de Güllü’nün ağabeyi Hamza katleder.

    Türkiye gerçeği…Yurttaşlık yasası var… Çemşir’in dört karısı var. Çocuklarının sayısını bilmiyor, kızlarını satıyor. Şöyle ki; “Kızlarını satıp paralarını aldıktan sonra Çemşir, gerçekten de kızlarıyla ilgilenmez, defterden silerdi onları.”

    İşte günümüz Türkiye’si.

-İstanbul’da ailesinin zorla evlendirmek istemesine karşı çıkıp sevdiğine kaçan Sinem Ç.’yi Erzurum’dan gelen 2 ağabeyi tek kurşunla öldürdü. 20 gün önce 18’ine giren Sinem’in katilleri “Töremiz bunu gerektiriyor” dedi. (Akşam, 27 Mayıs 2017)

-Nevşehir’de okuduğu lisenin bankında erkek arkadaşıyla yan yana oturan Mihriban Şimşek, bu esnada arkadaşının  kafasına düşen bir yaprağı aldı. “Uygunsuz hareket” gerekçesiyle öğretmeni tarafından okul müdürüne şikayet edilen, müdür tarafından ise okuldan atılmakla tehdit edildiği belirtilen 17 yaşındaki lise öğrencisi, yaşananlar ardından seyir halindeki araçtan atlayarak yaşamına son vermek istedi ve ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. (Birgün, 18 Kasım 2016)

**

      Sevim Kahraman, Karanlık ve Mavi adıyla yayımladığı romanında Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)’nın yaşamını konu ediniyor. Balıkçı’yı yakından tanımak isteyenler için harika bir roman.

     Halikarnas Balıkçısı’nın gel-gitli yaşamı, aşkları, deniz, doğa sevgisi, yazarlığı kısaca yaşama mücadelesini bütün yalınlığıyla ortaya koyan Kahraman, Halikarnas’ın babasını öldürüşünü anlatırken süslemeden uzak, gerçekçi ve yalın ve duru bir dil kullanıyor. Bu dil romanın tamamında da sürüyor.

    Balıkçı, Resimli Hafta dergisinde öyküler yazar. Öykülerinin birinde Birinci Dünya Savaşı’nda askerden kaçan gençler, yargılanmadan idam edilir. Sen böyle öykü yazarsın ha!, gel bakalım. Doğru Ankara’ya… Balıkçı, Zekeriye Sertel’le İstiklal mahkemesinde yargılanır. İkisi de sürgün cezasına çarptırılır. Cevat Şakir Bodrum’a, Zekeriya Sertel Sinop’a gönderilir.

     Uygarlığın beşiğinin Anadolu olduğunu savlayan Balıkçı aynı zamanda Bodrum aşığı bir yazardı. Anadolu’ya kimliğini yeniden kazandıran Balıkçı,

“Kybele, Hazreti Peygamber’den çok önce Anadolu’nun büyük Tanrıçası Kybele

Mekke’ye götürülerek tapınılmak üzere Kâbe’’ye konmuştu. Namazdaki ‘kıble’ sözü Anadolu Tanrıçası Kybele’nin adıdır.”diyecekti.

      Sevim Kahraman bu romanında Halikarnas Balıkçısı özelinde Anadolu’nun kültür varsıllığını da açımlıyor bunu yaparken de gerçekçi bir dil ve yöntem izliyor.

**

Bodrum’da

 

Yokuş başına geldiğinde

Bodrum’u göreceksin,

Sanma ki sen

Geldiğin gibi gideceksin

Senden öncekiler de

Böyleydiler

Akıllarını hep Bodrum’da

Bırakıp gittiler…

 

Halikarnas Balıkçısı

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BÜYÜK BİR EĞİTİM YUVASI: DEVREK LİSESİ
BÜYÜK BİR EĞİTİM YUVASI: DEVREK LİSESİ
DEVREK’TEN BİR FATMA NEVVARE ERÇİN ÖĞRETMEN GEÇTİ
DEVREK’TEN BİR FATMA NEVVARE ERÇİN ÖĞRETMEN GEÇTİ