Dünya’da, Japonya’dan sonra en fazla tıbbi malzeme üreten ülke Almanya’dır.
İtalya, özelleştirmenin şehvetine kapılarak 2007 yılından itibaren ülkedeki tüm sağlık sistemini özelleştirerek hastanelerini sattı. Sağlık sistemlerinin yüzde 80’i özel sektörün eline geçti. Böylece devletin tek elden yönetme kabiliyeti ortadan kalktı. Bugün bunun bedelini çok ağır ödüyor!
İspanya’da hastanelerini hatta sağlık ocaklarını bile özel sektöre sattı. Bugün bunun bedelini İspanya’da çok ağır ödüyor!
Türkiye’de aynı yolu izledi. Şifre hıfzısıhha…
İşte burada biraz duralım:
Refik Saydam Hıfzıssıhha Müessesesi 27 Mayıs 1928 tarihinde kuruldu.
1931: Ağız yoluyla uygulanan BCG Aşısı üretti.
1932: Serum üretiminin ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye gelmesi sonucu, dışarıdan serum ithali durduruldu.
1933: Simple Metodu ile kuduz aşısı üretti.
1934: İstanbul Aşıhanesi'nin enstitü bünyesine nakli ve çiçek aşısı üretimi ülke ihtiyacını karşılayacak düzeye geldi.
1935’te Farmakoloji Şubesi kurularak yerli ve yabancı ilaçlar ile diğer hayati maddelerin kontrolüne geçildi.
1936 yılında, Hıfzıssıhha Okulu açıldı.
1937 yılında, kuduz serumu üretilmeye başladı.
1940 yılında, Türkiye, Ortadoğu ülkelerine Tifüs aşısı satacak noktaya geldi.
1942 yılında, tifüs aşısı ve akrep serumu üretimine başladı.
1947 yılında, Biyolojik kontrol Laboratuvarı kuruldu.
1948 yılında, Boğmaca aşısı üretimi, İnfluenza virüsü, New-Castle virüsü ve tavuk vebası üzerine araştırmalara başladı.
1950 yılında, İnfluenza Laboratuvarı'nın Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi olarak tanınması, influenza aşısı üretti.
1951 yılında, ilk kez antibiyotiklerin ve bazı vitaminlerin kalite kontrolüne başladı.
1954 yılında, İlaç Kontrol Şubesi kuruldu.
1956 yılında, tetanos aşısı daha modern metotlarla üretilmeye başladı.
1958 yılında, Frenginin modern yöntemlerle teşhisini sağladı.
1965 yılında, Kuru çiçek aşısı üretimi.
1966 yılında, Kolera Referans Laboratuvarı kuruldu.
1970 yılında, Fibrinojen, albumin ve gamma globulin ürettti.
1974 yılında, Mikoloji Laboratuvarı açıldı.
1976 yılında, BCG aşısının deneysel üretimine başladı
1983 yılında, kuru BCG aşısı üretimine başladı.
1984 yılında Zehir Danışma Merkezi ve 1987 yılında AIDS Araştırma merkezi açıldı.
1984 yılında, Zehir Danışma Merkezi ve 1987 yılında AIDS Araştırma merkezi açıldı.
1987 yılında, AIDS Araştırma ve Doğrulama Merkezi'nin açıldı.
1992yılında, Kan ürünlerinin viral inaktivasyonunu sağladı.
Sonra ne mi oldu?
Atatürk'ün yokluk döneminde var ettiği bu kurumun 1999'da aşı üretim tesisleri kapatıldı. 2004 yılında ise Manisa Tavuk Hastalıkları ve Aşı Üretim Enstitüsü, Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatıldı!
Cumhuriyet'in büyük yokluklarla kurduğu ve harikalar yarattığı Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı ise 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan 663 sayılı kararname ile kapısına kilit vuruldu. Her şey Halk Sağlığı Kurumu'na devredildi.
Şimdi sormak lazım!
Cumhuriyet'in ilk yıllarında ve devamında sürdürülen aşı politikası desteklenseydi, uluslararası endüstriye pazar olmak yerine milli endüstri korunup kollansaydı, Bugün yabancı ülkeden korona virüs aşısı bekler miydik?
*
Yeniden konumuza dönelim!...
Almanya ise asla böyle bir adım atmadı. Bugün Almanya’daki bütün hastanelerin yüzde 80’den fazlası bizzat devletin… Özelleştirme adı altındaki rant politikalarının ne kadar hayati olduğunu kanıtladı.
Bizi kıskanıyor denilen Almanya işte bu!...
Küresel felaketlerin hepimize anlattığı tek şey var:
-Siyasete biat edersen ölüyorsun…
Bilime emanetsen yaşıyorsun!...