1880 yılında Alman Askeri Kartograf  Walter von Diest ve yardımcısı Max Anton'un Bolu, Devrek, Mengen civarındaki araştırmalarını konu alan kitabında bölgeden geçtikleri yerleri tanımlamışlardır.

Bugün bir çok köy ismi değişmiş olsa da yol tariflerinden “hangi güzergahlardan” geçtikleri az çok belli oluyor.

Walter von Diest Binbaşı , Max Anton ise yüzbaşıdır. Bu askeri rütbedeki insanlar dağ ,bayır orman yollarını gezerek bölgenin haritasını çıkartıyorlar.

Tarihi kalıntılar arıyorlar ve bu kalıntılardaki yazıları okuyorlar. Yanlarına da Devrek'e kadar bölgeyi iyi bilen Sait adında bir Türkü rehber olarak alıyorlar. Devrek ile Yenice arasında Çerkez Ahmet

adında bir başka rehberle dolaşıyorlar.

Devrek hakkında bilgi verirken; Sait'i Devrek Kaymakamlığına izin alması için gönderdiklerini fakat kaymakamın Sait'i  bir başka göreve yolladığını  belirtiyorlar. Bunu kaymakamın kasti şekilde yaptığını düşünüyorlar. Ayrıca kaymakamın köylülerden aşırı vergi aldığını ve köylülerin yiyecek ekmeklerinin bile olmadığını vurguluyorlar.

Kitapta anlatımları,  genelde bölgenin coğrafyası ile ilgili olmasına rağmen;  bu tip bilgiler, bize Osmanlı Dönemi‘nin son yıllarında Zonguldak'taki yaşamı anlamamız için bir kaynak oluşturuyor.

O dönem kaymakamın köylüden 10/1 (onda bir )  oranında Öşür Vergisi aldığını ve köylülerin   ellerindeki tahılın çoğunun Devrek kaymakamlığının deposunda olması ile ekecek mahsullü bulamadıklarını yazıyorlar. Kendilerine de köylülerin yiyecek olarak ; anca bir iki dilim pirinç ekmeği ile su ile pirinçten yapılan çorba ( muhtemelen bölgemizde halen yapılan pirinç çorbası) verebildiklerini dile getirmişler.

Hatta köylülerin bu ambarı patlattıkları ve kendilerine ait tahılı aldıklarını söyleyerek,  bunu yapan bazı köylülerin tutuklandığını belirtiyorlar.

Bu gezgin kişiler, Devrek'ten Çerkez Ahmet ile anlaşarak Yenice'ye doğru gittiklerini yazıyorlar. Devrek'ten Yenice tarafına eski dağ yolundan gittiklerini ve Sekse köyüne (Bugün Kayadibi, Yamaçköy) vardıklarını yazmışlar. Ve Sekse köyünün de ne kadar fakir halk olduğunu belirtiyorlar.

 Burada tarihi bir taşın üzerinde yazan yazı olduğunu da vurguluyorlar.

Kitabın daha ayrıntılı incelenmesi halinde; bölgedeki eski köy isimlerini , tepelerin ve geçitlerin halk dilindeki adlarını da  öğrenebiliyoruz.

Hayati Yılmaz ile Zonguldak Tarih