Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'ten ortak açıklama: ''Enflasyonun nedeni ücretli çalışanlar değil. TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarını gerçekçi bulmuyoruz''
Türk-İş, Hak-İş ve DİSK genel başkanları, bir araya geldi. İktidardan taleplerini sıralayan sendika genel başkanları açıklamalarında, ücretli çalışanların enflasyonun nedeni değil, mağdurları olduğuna işaret edilerek, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarının da gerçekçi olmadığı vurgulandı.
Ekonomide yaşanan olumsuzluklar ve TÜİK'in son açıkladığı enflasyon rakamları ile ilgili tartışmalar devam ederken üç işçi konfederasyonu bir araya gelerek, ortak taleplerini dile getirdiler.
Türk-İş Genel Merkezi'nde biraraya gelen konfederasyon başkanları düzenledikleri ortak basın toplantısında sıra ile söz aldılar. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, ülkede yaşanan enflasyonun nedeninin kendileri olmadığını belirterek, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarını da gerçekçi bulmadıklarını söyledi. Atalay, şöyle konuştu:
"Öyle kötü bir ekonomik yönetim oldu ki onun maliyetini de burada hep beraber biz ödüyoruz. Yani biz işçiler, emekçiler, işsizler dayanma gücümüz kalmadı. TÜİK’in açıkladığı rakamları ne ben, ne buradaki arkadaşlar, ne kamuoyu hiç gerçekçi bulmuyor. Açıkladığı rakamla piyasalar hiç örtüşmüyor. Kemeri sık, faizi arttır, vergileri yükselt, yok bahşişten vergi nasıl vergi alırım onun yoluna bak. Böyle bir maliye bakanlığı bundan evvelki maliye bakanına versen bu yetkiyi o da yapardı bu işi. Bizim üzerimizden ellerini çeksinler. Bizim üzerimizden ekonominin düzelme şansı yok. Nefes almakta zorlanıyoruz."
Arslan'ın sözleri
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise GSMH'daki artışa rağmen ücretlilerin milli gelirden aldığı payın artmadığını, azaldığını ifade ederek, "Büyümeye rağmen, GSMH’daki artışa rağmen emekçilerin, ücretlilerin milli gelirden aldığı pay artmıyor azalıyor. Asgari ücretle çalışanların oranı azalmıyor daha fazla artıyor. Türkiye’de refahın adil paylaşımı ile ilgili tersine bir gidiş söz konusu. Dünyanın en kötü milli gelir dağılımındaki adaletsiz ülkelerin arasında Türkiye yer alıyor. AB ülkelerinde asgari ücret istisnai bir ücret iken Türkiyemizde genel ücrete dönüşüyor." şeklinde konuştu.
''Asgari ücret acilen artırılmalıdır''
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise ortak açıklamayı okudu ve asgari ücrette yapılacak artışın tüm ücretlerde artış sağlayacağını ifade etti. Ücretli çalışanların enflasyonun mağduru olduklarını söyleyen Çerkezoğlu, şöyle konuştu:
''Ücretleri enflasyonun sebebi gören yaklaşım asla kabul edilemez. Ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil, mağdurlarıdır. Açıklanan enflasyonla yaşanan enflasyon arasında büyük bir fark vardır. Asgari ücret acilen arttırılmalıdır. Ülkemizde kayıtlı çalışanların yarısına yakını asgari ücret seviyesinde gelir elde etmektedir. Asgari ücrete yapılacak artış diğer bütün ücret seviyelerine yapılacak zam oranlarını da etkilediğinden bütün işçileri doğrudan ilgilendirmektedir."
Çerkezoğlu, üç konfederasyonun ortak bildirisinde yer alan 10 maddeyi şöyle anlattı:
1 - Vergide adalet: Ücretliler için gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında brüt asgari ücret asgari ücretin 17 katıydı. Günümüzde 5 katına kadar gerilemiştir. Yılda 1,5 aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin eline geçen net tutar azalmaktadır ve refahının düşmesine neden olmaktadır. Vergi sistemi gelir adaleti göz önünde bulundurularak yeniden tasarlanmalıdır.
2 - Enflasyonla mücadele: Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla yaşanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.
3 - Asgari ücret: Acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.
4 - Kamu: Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.
5 - Emekliler: En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.
6 - Sendika: Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.
7 - Taşeron İşçiler: 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.
8 -Tasarruf: Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmasın. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.
9 - Meslek hastalıkları: İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem yaratılmalıdır.
10 - Ayrımcılık: Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.