Reklamı Geç
Advert
Advert
Advert
Advert

KADIN MÜCADELESİ ÖZGÜRLÜĞÜN VE DEMOKRASİNİN MÜCADELESİDİR.

Devrek Eğitim-Sen’li kadınlar ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı.

KADIN MÜCADELESİ ÖZGÜRLÜĞÜN VE DEMOKRASİNİN MÜCADELESİDİR.
Bu içerik 540 kez okundu.
Advert

   -Sercan KAPUSUZ-

 Devrek Eğitim-Sen’li kadınlar ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı. Eğitim-Sen Devrek Temsilciliği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Cumhuriyet Alanı2nda basın açıklaması düzenlendi.

   Cumhuriyet Alanı'nda basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Devrek Temsilci Canan Kabasakal;

  "Dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının, direnişinin, isyanının adıdır8 Mart.Kadın olmanın ve kadınların hak arayışının konuşulduğu bir gündür. Çünkü toplumsal cinsiyetçi bakışın kadınların hayatlarına getirdiği, ne yazık ki, ayrımcılık, eşitsizlik ve şiddettir.Bu gün New York’taki kadınlardan devraldığımız mücadeleyi alanlara, iş yerlerimize taşıyor, dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla isyanımızı dalga dalga büyütüyoruz. Kadın mücadelesi aynı zamanda eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin mücadelesidir.

  Kadınlar, Dünya nüfusunun % 50 sini, yeryüzündeki toplam işgücünün üçte ikisini oluşturmaktadır. Ancak, dünya gelirinin % l0 unu almakta ve dünyanın tüm mal varlığının %1’ine sahip bulunmaktadır. İstihdamda, karar alma mekanizmalarında ve politikada nüfusları oranında temsil edilmemektedir.TBMM’deki kadın temsili %17,38 oranında, yerel yönetimlerde %3.

Ortaya çıkan tüm yoksulluğu, işsizliği, ayrımcılığı, eşitsizliği, şiddetin her türlüsünü ve savaşınsonuçlarını en ağır biçimiyle yaşayanlar olarak, iş gücüne katılımımızın düşük olmasına, işsizlik oranının yüksek olmasına, eşit olmayan koşularda kazandığımız gelirin aile reisi erkeğin gelirine ek gelir olarak görülmesine itirazımızı yükseltiyoruz.Her geçen gün yoksullaşıyoruz, Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde kadınlar büyük ölçüde herhangi bir sosyal güvence olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor, “ucuz emek gücü” olarak görülüyor ve “eşit değerde işe eşit ücret”ten yoksun bırakılıyor.Eşit işe eşit ücret istiyoruz.

  Ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılımı oldukça sınırlı. Çalışabilecek durumda olan kadınların ancak dörtte biri istihdama katılabiliyor. Çalışmak isteyen kadınların önündeki en temel engellerin başında çocuk bakım yükümlülükleri ile istihdamda cinsiyete dayalı ayrımcılık geliyor. Türkiye’de 15 yaş ve daha yukarı yaşta istihdam edilenlerin oranı erkeklerde %60’lara yaklaşırken, kadınlar için bu oran %26’da kalıyor. Çalışma yaşamında, meslekler ve iş kolları açısından cinsiyete dayalı bir ayrışma bulunuyor. Ayrıca iş yerindeki konum açısından ise dikey bir ayrışma söz konusu. Kadınlar düşük statülü, kadına uygun görülen iş kollarında ve mesleklerde yoğunlaşıyor; çoğunlukla kayıt dışı sektörlerde iş bulabiliyor.Güvenceli olarak çalışmak istiyoruz.

  Çalışan kadınlar, ev işleri başta olmak üzere bakım hizmetlerini de üstlendiklerinden çifte yük altındalar. Ailenin ve toplumun ihtiyaç duyduğu bakım hizmetlerinin (evin her türlü işi, çocuk ve yaşlı bakımı, hasta bakımı gibi) hemen hemen tümünü kadınlar üstlenmektedir. Özellikle pandemi döneminde, okulların kapanması ve okul öncesi eğitim ve kreş oranının çok düşük olması sebebiyle, kadınlara yüklenen bakım yükümlülükleri artmış, bu durum iş yaşamında kesintilere ve kadınların çalışma yaşamına daha az katılımına sebep olmaktadır. Oysa bu hizmetlerin büyük çoğunluğu kamunun, işverenin ve erkeklerin de yapmaları gereken ama yapmadıkları işlerdir. Türkiye ücretsiz mesainin en yüksek, okul öncesi eğitim ve kreş oranının en düşük olduğu ülkelerden biri. 0-5 yaş arası çocukların %92’sinin bakımını sadece kadınlar üstleniyor.Daha fazla kreş ve bakım evi açılmasını istiyoruz.

  Ülkemizde kadın cinayetlerinin önlenememesini, tam tersi artarak devam etmesini endişeyle izliyoruz. Kadını eşit ve özgür bir birey olarak görmeyen zihniyetin beslendiği, güç aldığı bir sosyal ve siyasal ortamın sorgulanması yapılmadan, ortadan kaldırılmadan kadının insan haklarının ihlallerinin önlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle ülkemizde, aile içinden başlayarak kamusal alana yayılan cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğine neden olan politikaların sonlandırılması gerekmektedir.Her gün birer ikişer öldürülmeye isyan ediyoruz.

  Kadınların yaşamda eşit fırsatlara erişebilmesi, cinsiyetçi kalıp yargılardan kurtulabilmesi ve yasal haklarını kullanabilmesi için cinsiyetçi öğelerden arındırılmış, bilgi ve becerilerini geliştirerek onları güçlendiren eğitim politikalarına ihtiyaç vardır.Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde tahakküm kurmaya çalışanlara yeter diyoruz!

  Sevgili Kadınlar, Daha güzel, eşit, adil, barış içinde bir gelecek için yapılacak çok şey var.Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Çözüm, sorunları yaratan ve artıranlarda değil, örgütlü kadın mücadelesinde, Bizler milyonlarız, haklı olanlarız.

Yaşamın her yerindeyiz. Dünyanın ve ülkenin yarısıyız.Kadın sözcüğünden korkan karanlığa karşı kadınız. Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.

 Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim; mücadelede kararlı, Özgürlükte ısrarcıyız."

Advert
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
KORUMA KURULU BİR TARİHİ YOK EDİYOR
KORUMA KURULU BİR TARİHİ YOK EDİYOR
EGEMENLİK PİKNİK ALANI KAPATILIYOR
EGEMENLİK PİKNİK ALANI KAPATILIYOR