Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu devirde biz hâlâ üfürükle, muskayla, binbir tür hurafeyle zaman geçiriyorsak gerçekten de yazıklar olsun bize…
Sabah sabah asabım bozuldu. Gencecik bir kız, kendisinden elli yaş bir adamla birlikte oluyor. Başlarda psikiyatrik sorunlarını dini telkin ve ritüellerle gidermeye çalıştığını söyleyen adam, daha sonra kıza cinsel anlamda yaklaşıyor. On yedi yaşın verdiği bilinçsizlikle kız deyim yerindeyse teslim ediyor kendini üfürükçüye. Üç gündür izliyorum televizyonda. Sonuç ne olacak diye merakla. Bu arada kanalı bilmem ama program sunucusunu takdir ettim. Böyle gerici fikirlere karşı duyarlılığını anlatıp durdu günlerdir.
Boş inançlar, hurafeler, üfürükçülük, muska yazmak, kurşun dökmek ezelden beri halkımızın canına ot tıkamış neredeyse. Ama gelin görün ki, Diyanet İşleri’nin gıkı çıkmıyor hiç. En azından bunların dinimizle alakalı olmadığını anlatabilir. Üzülerek belirteyim ki, konunun dinimizle alakalı olmadığını hiç değilse bir Cuma hutbesiyle duyurma zahmetinde bulunuverselerdi! Olur mu? Memleketimizde din aracılığıyla köşeyi dönenlerin sayısı öyle küçümsenecek gibi değil ki! Hele onlardan bazılarının ülkenin bazı fakültelerinde öğretim görevlisi olması da enteresan…
Ve bütün bunların yaşandığı bir memlekette, muktedirler, eminim ki oy hesabı yaparak sessiz kalıyorlar olaya. Bu gün, yıllar önce Atatürk’ün neden hurafelere karşı savaş açtığını daha iyi anlıyorum. Ve neden yüce dinimizin kutsal kitabını dilimize kazandırdığını anlıyorum.
Din adına, Tanrı adına insanların manevi duygularını istismar edenlerin sayısı hiç de az değil. Bunlara bir de din maskesiyle tecavüz ve tacizcileri eklersek bu bilim çağında memleketimizin içinde bulunduğu vahim hali anlatmaya sözcükler yeter mi?
Ulusal yayın yapan bir kanalda, sözde kendisini dinin en yüksek kişisi olduğunu söyleyen bir cüppeli, sarıklı zatı muhterem kişi, ülke siyasetini yönetiyor aklı sıra. Ve kanal sunucusu ona muhterem bir kişiymiş tavrını gösterebiliyor… Pes doğrusu…
Eğitimden gittikçe uzaklaşan bir muktedir yapısı oldukça bizim memleketimizin karınca adımıyla bile ilerlemesi olanaksızdır. Seçimler yakın artık. Bir an önce sandığa gidip bu iktidardan ve muktedirlerden kurtulmak gerek. Ve demokratik, hukuk düzenine bağlı laik bir düzende, çağdaş bilimin bütün okullarımızda gerçekleştiği yaşamak dileğiyle…