Ülke ülke olalı böylesine yandaş, iktidarın borusunu öttüren, öttürürken de akıl almaz yollara başvuran bir haber programına rastlamadı. Program en başından en sonuna Kılıçtaroğlu ve CHP ile uğraşıyor. Bir de İstanbul, Ankara ve İzmir Belediye başkanlarıyla…
Haber programı sunucusu Erkan Tan, ağzından salyalar akıtarak anlatıyor;
Asrın lideri bin bir odalı sarayda gününü gün ederken malum medyada tık yok, Ana muhalefet partisi lideri otelden doğru ysptığı sosyal medya yayınıyla gündeme getiriliyor ve… Millet yoksulluktan sürüm sürüm sürünürken adam, beş yıldızlı otellerde sefa sürüyor diye koparılıyor yaygara Büyükşehir belediye başkanı için de durum aynı. Zor hava koşullarıyla mücadele yerine bir elçi ile yediği balık, ballandırıla ballandırıla servis ediliyor sosyal medya aracılığı ile.
İşi gücü CHP ve Kılıçdaroğlu olan A Haber. Halkın nazarında CHP’yi etkisizleştirmek adına algı operasyonlarına devam ediyor. Gerçekte yaptıkları yayınların olumsuz etkilerinin tıpkı bir bumerang gibi iktidara döndüğünün farkında bile değiller. Böyle giderse eğer, seçimlere kadar adları sanları kalmayacak iktidar cephesinin. Hal böyle olunca da insanın o kanala ‘yayınlarına devam et’ diyesi geliyor doğrusunu söylemek gerekirse. Çünkü bumerangın ne olduğunu bilmeyen yoktur memlekette…
Siyasi rekabet artık yerini siyasi hakaretlere bırakmışa benziyor. Hele hakaretleri halkın huzurunda eline mikrofon verip çocuklara yaptırınca! Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu sözünün doğruluğu kısa zamanda yayılıverdi sosyal medyadan. Meğer. O çocuk birileri tarafından özel olarak ayarlanmış. İçişlerinin başındaki kişiyle yan yana fotoğraflerı dolaşıyor orta yerde…
Yasamayı, yürütmeyi çğdaş memleketlerdeki gibi düzenleyeceklerini, yolsuzluklarla mücadele edeceklerini söyleyerek iktidara gelenler, süreç içinde memleketi kendi emellerine kurban etmeyi başardılar. Milli değerlerimizi ayaklar altına aldılar iktidara geldiklerinden bu yana. Bunun için geriye dönüp yaşanan sadece ekonomik durumlarımıza bakmak yeter de artar bile. Lira dururken yabancı paralara mahkum edilmedik mi? Hızla düşmüyor mu paramızın değeri. Patlıcandan pırasaya, ıspanaktan mancara dolarla yatıp kalkmıyor muyuz?
Sonra bir gece yarısı, doları alaşağı ettik diye ortaya çıkanlar, milletin sevincini kursaklarına tıkamadılar mı? Güya dolar alaşağı edilince paramız değerlenecekti. Oysa tam tersi olmadı mı? Elektrik, doğalgaz, petrol faturaları cep yakmıyor mu?
En küçük emekli aylığıyla yaşamak zorunda olanlar, neredeyse aylıklarının tamamını elektrik ve doğalgaz faturalarına yatırıyor. Elinde kalan bir iki yüz lirayla da geçinmek zorunda kalıyor. Fazla söze ne hacet değil mi?
İstedikleri kadar algı operasyonu yapsınlar. Ekonomik sorunlar içinde yüzenler, sandıkta soracaklar bunun hesabını. Çünkü hesap döner tersine…
