Kamuoyunda, bazı basın organları ile internet sitelerinde, belediyemizi ve şahsımı karalamaya, küçük düşünmeye, yıpratmaya yönelik bir takım videolar ile gerçeklerden uzak maksatlı ve haberler yapılmıştır. Bütün bunların yanında rakibim Özcan Ulupınar da, bize yönelik akıl almaz söylemlerde bulunarak halkımızı yanıltıyor.
“Çamur at izi kalsın” felsefesinin iflas ettiği bir dönemde, halkımız da bu yalan ve iftiralara itibar etmiyor. Allah Özcan’ın iftira ve yalanlarından bizleri korusun…
GÖKSU KEKLİK OLAYI
Göksu Keklik’in babası Rıza Keklik belediyemizden emekli olmuş ve sonra da vefat etmiştir. Devrek’te mütiahhitlik yapan Serdar Kılıç, belediyemizden ihale usulü iş alıp yapıyordu. Göksu Keklik’i de kendi şirketine işçi olarak almıştır. Serdar Kılıç belediyenin işini tamamladıktan sonra Göksu Keklik’e çıkış vermiştir. Başkan olarak ben de, Göksu Keklik’in babasının belediyemizde çalışması hasebiyle, müteahhit Serdar Kılıç’a bu çocuğun tazminatının ödenmesi konusunda telkinde bulundum. Serdar Kılıç bunun tazminatını ödemiş bunun üzerine ben de Göksu Keklik’e, üvey annesi ile kız kardeşinin zor durumda olduğu ve onlara yardımcı olması önerisinde bulundum. Bu önerim de kendisi tarafından kabul edilmemiştir. Bütün mesele bu. Bir kez daha hatırlatmak da yarar var, Göksu Keklik belediyemizde ya da şirketimizde hiçbir zaman çalışmamıştır.
ŞEMŞİ PAŞA CAMİİ
Özcan Ulupınar ısrarla 1944 yılında Gerede-Çerkeş depreminde yıkılan Şemsi Paşa Camii için; “Şemşi Paşa Camii’ni yıktılar, yerine kaymakam evi yaptılar” yalanını söylüyor. Bu söylem asla gerçekleri yansıtmamaktadır. Şöyle ki;
Devrek’te kaymakam evi 1934 yılında yapılmış, sözkonusu camii de bundan tam 10 yıl sonra yani 1 Şubat 1944 tarihinde meydana gelen Gerede-Çerkeş depreminde yıkılmıştır. Yaşanan bu depremden en çok etkilenen şehirlerden birisi de Devrek’tir. Devrek ve köylerinde toplam 75 kişi yaşamını yitirmiştir.
Dolayısıyla depremin yıktığı camiiyi, üstü kapalı olarak “CHP yıktı” demeye getiren Özcan Ulupınar gerçeklerden uzak ve iftiralarla halkımızı yanıltmaktadır. Bu da onun tarih bilincinden yoksun olduğunu gösteriyor.
BELEDİYE BORÇ BATAĞINDAYMIŞ!
Özcan Ulupınar ısrarla, “belediyenin borç batağında olduğunu, çalışanların maaşını bunlar ödeyemez” gibi akıl dışı itham ve söylerlerde bulunmaktadır.
Biz, 2019 yılında belediyeyi 54 milyon borçla devraldık, 2024 yılında yaklaşık 130 milyon borcumuz var. Bu borcumuzun dağılımı da şöyle; 54 Milyon Lirası Vergi ve SGK’ye, 30 Milyon Lirası kendi şirketimize, 20 Milyon Lirası piyasaya olan borcumuz, 21 Milyon Lira Kıdem Tazminatı (Bu para emekliye ayrılacaklar için ayrılan para, yasa gereği borç gözükmek zorunda) ve 3,7 milyon lira İller Bankasına.
Düşünün 2019 yılında Dolar 6 TL, 2024 yılında ise Dolar 33 TL. Dolar 5,5 kat arttı. Belediyeyi bize bıraktıkları zamanki kur’u günümüzdeki kura vurduğumuzda,
540.000.000 TL borçla devralmışız. Bunu hiç söylemiyor Özcan. Bu ülkede 22 yıldır iktidar olan bunlar. Bu dolar neden arttı, biz mi arttırdık? Bunun da hesabını versin Özcan, bununda?
Bizim toplam borcumuz bugün yaklaşık 130.000.000 TL. Onların bize bugünkü anlamda bıraktıkları borç ise 540.000.000 TL. Bundan düşün bugünkü borcumuzu,
Bırakın zarar etmeyi tam tersi, biz belediyeyi 410.000.000 TL. kara geçirmişiz.
Göreve geldikleri 2019 yılında 1 ekmeğin fiyatının 1.25 TL olduğunu bugün ise 10 TL. olduğunu hatırlatan Başkan Çetin Bozkurt, ”Bunlar ülkeyi yangın yerine, insanımızı da açlığa sefalete mahkum ettiler. Ekmek 8 kat, kur 5,5 kat artmış. Bir de biz 5 yıllık görev süremiz içinde pandemi, sel gibi çok büyük felaketler geçirdik. Sadece selde devlet rakamlarına göre, belediyemizin alt ve üst yapılarında 48 milyon liralık zarar oluştu. Bu zararı gidermek için 96 milyon TL. paramız gitmiş. Bütün bunlar resmi bilgiler.
ÖZCAN DÖNEMİNDE BELEDİYE ÇALIŞANLARI GÖKÇEBEY’DEN MAAŞ ALDI
Özcan Ulupınar, her yerde “Devrek Belediyesi çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyecek” diye konuşuyor. “Kazanamayacağını” iyice anlayan Özcan iftiralarını sürdürüyor. Hatırlatmak da yarar var!... Özcan Ulupınar döneminde belediyemizin bütün hesapları hacizliydi. Bu nedenle Gökçebey Ziraat Bankası şubesinde hesap açtırdı. Ve Gökçebey üzerinden çalışanlarımız maaşlarını alıyor, belediye ödemelerini buradan yapıyordu. Çalışanlarımız maaş almak için Gökçebey’e gidip gelmek zorunda kalıyordu. Ama bizim göreve geldiğimizden buyana çalışanlarımızın maaşları her daim zamanında yapılmıştır. Bunları unutan Özcan’a ancak kendine gel Özcan denir.
ÖZCAN “TABUR KAPANMAYACAK” DEDİ, KAPANDI
İki kez belediye başkanlığı ve iki kez de milletvekilliği yapan Özcan Ulupınar’ın görev yaptığı dönemlerde Devrek çok şey kaybetti. Bunların en önemlisi de ekonomik anlamda Devrek’i canlandıran Tabur’un kapanmasıydı.
Devrek’ten taburun kapanması / gitmesi Devrek ekonomisine büyük bir darbe vurdu. Dile kolay 28 Ağustos 2013 tarihinde Devrek 125. Er Eğitim Alayı / Taburu Safranbolu’ya 40 rutbeli ve 2 binin üzerinde askeriyle birlikte taşındı.
Taburun kapanmasıyla, berber, manav, otelci, taksici kısacası tüm esnafımız ekonomik anlamda zora girdi. Taburun gitmesinin tek müsebbibi Özcan Ulupınar’dır. Çünkü, o tabur gidecek haberleri yapılırken, “Devrek’te taburun gitmesi sözkonusu değil” diyerek halkımızı, esnafımızı oyaladı. Sonra da tabur gitti.
EĞERCİ VE ÖZBAĞI KÖYE DÖNÜŞTÜ
Özcan Ulupınar, Devrek’in öz evladı, bakanımız Dr. Veysel Atasoy’un öncülüğünde Eğerci’de 30 Aralık 1985 tarihinde kurulan belediyeye de sahip çıkamadı. Eğerci Köye dönüştürüldü.(2013) Özcan bu konuda duyarsız kaldı. Üstelik AKP’li bir başkan döneminde bu belediyenin kapanması ise yüz karası değilse nedir?
Yine, 2 Mayıs 1996 tarihinde kurulan Özbağı belediyesi ile beldesi de Özcan’ın duyarsızlığı neticesinde kapatılarak köye dönüştürüldü. İki beldemizin köye dönüştürülmesi konusunda Özcan hem kayıtsız kaldı hem de o beldelerimizdeki göçü hızlandırdı.
MR CiHAZI ÇAYCUMA’YA GİTTİ
2015 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından Devrek Devlet Hastanesine tahsis edilen 4 önemli cihazın 2’si Ereğli, 1’i Zonguldak Hastanelerine verilirken, Devrek’e gelen MR Cihazı da bu aleti kullanacak personelin olmadığı gerekçesiyle Çaycuma’ya gönderildi. Ve halkımız MR çektirmek için hala Çaycuma Devlet Hastanesine gidiyor. Acı olan da halen Devrek Devlet Hastanesinde MR Cihazının olmayışıdır.
“Devrek Devlet Hastanesi benim dönemimde açıldı, diyen Özcan hastanenin cihazlarına da sahip çıkamadı.
Saygıdeğer halkımıza bir kez daha bu konuları hatırlatıyor, saygı ve sevgiyle kucaklıyorum.
Saygılarımla. 25 Mart 2024