İbrahim Tığ
Ne güzel yemek ve tatlılarımız var!
Türk insanı olarak yemeyi seviyoruz, adını bilmesek de…
Arkadaşlarınızla bir yemek mekanına gittiniz. Garson gelip sordu:
-Ne alırsınız?
-Kadınbudu
Siz:
-Hanım Göbeği
-Siz efendim?
-Domalan
-Bey efendi siz:
-Kerhane Tatlısı…
Gerçi; Genelevin karşılığı Kerhane ya da Karhane değil "Kerhhane" kelimesidir. Arapça olan "Kerh" kelimesi ise tiksindirici ve iğrenç demektir!
*
Köfteyi kadın buduna benzetmek propafandadır aslında. Tatlı niyetine adını bir daha anmak istemeyişinin bir nedeni olmalı…
-Çükündür!
Sonra:
Lokma!..
Kimisi hayrına, kimisi sevabına döktürürmüş bu tatlıyı…
Gaziantepliler bu tatlıya “Pisik taşşağı” derlermiş.
Erotik değilse nedir bu?
Bu yüzden Gaziantep Mutfağı zengindir.
*
Bazen de bazı tatlıları isterken çekinirsiniz…
-Kerhane Tatlısı lütfen!..
Ya da başkasına hakaret sayılabilecek “Kısır”ımıza ne demeli…
*
Şimdi bir kez daha yineleleyim şu tatlı ve yemeklerimizi:
Vezir Parmağı
Kerhane Tatlısı
Genç Kız Rüyası
Babagannuş
Analı Kızlı
Yengen
Kaçamak
Şıllık Tatlısı
Kedidili
Çükündür
Kadınbudu Köfte
Domalan
Kol Böreği
Tükürük Köftesi
Tırnaklı Pide
Lokma
Kısır
O…u Helvası
Sandal Sefası
Boklu Kebap
Hanım Göbeği
Dilber Dudağı
Sütlü Nuriye!
*
Sütlü Nuriye deyince aklıma, sütyen ile sutyen’in karıştırılması geldi.
Fransızca anlamındaki “soutien-gorge”dangeldiği için “sutyen” yazılması öngörülen sözcüğün “süt” ile ilgisi olmadığını, bu nedenle de “sütyen” şeklinde yazılamayacağını da herkesin bilmesi lazım!...