-Sercan KAPUSUZ-
Eğitim-Sen Devrek Temsilciliği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Eğitim-Sen Devrek Temsilciği tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı organize edilen çok sayıda vatandaşın, CHP Devrek İlçe Başkanı Uğur Dikenli ve Eski Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt'un katıldığı açıklamada kadınlar ellerindeki dövizlerle kadına yönelik şiddete "hayır" dedi. Eğitim-Sen Devrek Temsilciliği, tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Eşitlik ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmiyoruz, isyanımızı büyütüyoruz!
Biz kadınlar bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen sisteme karşı isyanımızı büyütüyoruz. Kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için mücadelemizden vazgeçmiyoruz.
25 Kasım 1960'da Dominik Cumhuriyeti'nde faşist Trujillo diktatörlüğüne direndikleri için katledilen Mirabel Kardeşlerin anısına ilan edilen kadına yönelik şiddete karşı mücadele gününü kadın olmanın direngenliğiyle karşılıyoruz. Şiddetin kaynağında erkek egemen siyasetin uygulamaları, eşitsizlik, dinselleştirme ve savaş politikaları bulunduğunun bilinciyle mücadelemizi büyütüyoruz.
Her gün evde, işte, sokakta şiddete maruz kalmak, birer ikişer öldürülmek istemiyoruz. Şiddetle daha etkili bir mücadele sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmasını istiyoruz.
Kadınların emekleri üzerindeki denetim ilkokuldan üniversiteye kadar, mesleği icra etme imkânı veren çeşitli eğitim ve öğretim kurumlarından dışlanması, belirli mesleklere girmelerinin engellenmesi, işe alım uygulamalarında ayrımcılık yapılması, çalıştıkları işte yükselmelerinin önlenmesi, evlenmeleri durumunda çalışma yaşamının dışına çıkartılmaları veya bazı hakları kısıtlanarak kalmalarına izin verilmesi, işten çıkarmalarda erkeklere kıyasla önceliğin kadınlara verilmesi, daha düşük ücret ödenmesi gibi çok farklı biçimlerde yaşanıyor.
Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı gibi hizmetler kadına yükleniyor. Kadınlar bu nedenle istihdamdan kopuyor ya da istihdam alanına giremiyor. Kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda bırakılıyor. Bu koşullar altında her beş kadından yalnızca biri kayıtlı, tam zamanlı istihdama erişebiliyor. Kadın işsizliği ise her zaman olduğu gibi tüm işsizlik türleri içinde en yüksek orana sahip olanı. Güncel verilere göre, genç işsizliği yüzde 32,3 iken genç kadın işsizliği yüzde 41,1. Kadınların eğitime katılım oranı artsa da işsizlik oranında ciddi bir değişim olmuyor.
Türkiye'de her gün en az 3 kadın katlediliyor. Yapılan yasal düzenlemeler ve cezasızlık politikaları ile failler cesaretlendiriliyor. Ve bu politikaların sonucu kadınlar için daha fazla şiddet, taciz, tecavüz ve katliam anlamına geliyor.
Kadına yönelik şiddet ferdi bir sorun değil, toplumsal bir sorundur. Devletin tüm kurumlarıyla sorunu çözme görevi vardır. "Toplumsal cinsiyet eşitliği" anaokulundan başlayarak yaşamın her alanında bireylerin eğitiminin içine alınmalıdır. Kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri için etkin bir mücadele mekanizması oluşturulmalı, çıkarılacak yasalarda bu konulara özen göstermelidir. Şiddet mağdurlarının soruşturma ve yargılama aşamasında karşılaştıkları güçlükler, yeniden kişinin mağduriyetine yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir.
Tüm zorluklara rağmen kadın kimliğine sahip olmak mücadelemize ilham verir. Dünyanın her yerinde kadınların katledilmesine, tecavüze uğramasına, emeğinin sömürülmesine karşı çıkarak, örgütlenen kadınların varlığını bilmek, bizleri gecenin karanlığında yürüdüğümüz sokaklarda güçlü hissettiriyor.
Biliyoruz ki dünyayı biz kadınlar güzelleştirecek ve özgürleştireceğiz.
Bugün fazla denilerek hedef alınan haklarımız bize bahşedilmedi. Siyasetten ekonomiye, hukuktan eğitime ve aileye kadar toplumsal hayatı düzenleyen tüm alanlarda eşitlikçi haklarımızı mücadele ederek kazandık.
Yaşamlarımıza, haklarımıza ve geleceğimize dönük tüm saldırılara karşı kararlılıkla, inançla mücadele ediyoruz, Mücadelemizi güçlü kılan ise her koşulda var ettiğimiz kadın dayanışmamız. Eşit, özgür, savaşsız, şiddetsiz bir yaşamı örme yolunda emin ve güçlü adımlarla yürüyoruz.
Biz kadınlar milyonlarız. Üreten mücadele eden, yaşatan, yaşamı var edenleriz. Adil, özgür, eşit, laik, dayanışmacı ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmak için kurtuluşumuzun kendi elimizde olduğunu biliyoruz. Bize dayatılan yoksulluğu, şiddeti, ayrımcılığı, gericiliği ve savaşı kabul etmiyoruz.
Kadın sözcüğünden korkan karanlığa karşı KADINIZ. Yaşamın da mücadelenin de ta kendisiyiz. Yaşamı ve farklılıkları savunuyoruz. Çünkü kadın olduğumuz, farklı olduğumuz, tariflere sığmadığımız için yok sayılanlarız.
Yaşamın her yerindeyiz. Dünyanın ve ülkenin yarısıyız. Kadın erkek eşit değildir diyenlere inat "VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ." Eğitim Sen olarak, onurlu bir gelecek için mücadele ediyoruz. Toplumsal cinsiyet kalıplarına karşı, yaşasın EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK."