İbrahim Tığ
Abdülvahap Bingöl genç bir Öğretmen, Şair ve Yazar. Muş Vartolu. Onu daha önce, “Güneşsiz Düşler” ve “Yalnızlığın Gölgesi” adlı şiir kitaplarıyla tanımıştık. Bingöl şimdi de ilk romanı, “Lahit/Gizemli Hazine” ile okur karşısında. Artshop Yayınları arasında çıkan kitap 134 sayfa. Abdülvahap Bingöl ile sanatı ve kitapları üzerine söyleştik.
1.Yazma serüvenine nasıl başladınız?
Daha ortaokul sıralarındayken Türkçe Öğretmenimiz Yavuz ÖZÇELİK’in teşvikiyle yazmaya başladım. Onun: “Herkes kendine bir şiir defteri tutsun.” Sözü benim için bir motto oldu. O günden sonra şiirler yazmaya başladım. Arada nesir de yazdığım oldu.
2.Şimdiye kadar kaç kitap yazdınız?
Üç eserim yayımlandı. İlk iki kitabım şiir türündeydi. Son kitap ise bir roman. İlk kitabım Güneşsiz Düşler, 2015 yılında; ikinci kitabım Yalnızlığın gölgesi 2018 yılında; Lahit Gizemli Hazine adlı romanım ise, bu sene (2023) yayımlandı.
3.Lahit Gizemli Hazine, ilginç bir roman. Böyle bir konuda yazmak nereden ilham oldu?
Açıkçası bu tarz hikayelere yabancı değildim. Macera hikayelerini severim. Ama bir arkadaşım, bir lahit hikayesini anlatmıştı bana. Ben de bu anlattıklarını not ettim. Zamanla kurgusal olay örgüsünü oluşturdum. Böylece Lahit Gizemli Hazine ortaya çıktı.
4.Lahit Gizemli Hazine’yi okuyanları nasıl bir atmosfer bekliyor?
Kesinlikle macera-gerilim dolu bir roman. Okuyanlardan aldığım dönüt de bu yönde. Sürekli merakı canlı tutan bir havası var. Bu konuda iddialıyım, mütevazi olamayacağım. Olaylar, dört bağlamda cereyan etmektedir: hapishane, kasaba, yabancı bir ülke, lahit.
5.Sade bir hazine hikayesi mi? Romanda okuyucuyu bekleyen sürprizler var mı?
Değil tabii ki! Özellikle Doğu kültürüne ait bazı gelenek-göreneklere de ışık tutmaya çalıştım. Belki de toplumsal olarak fark edemediğimiz bazı yanlışları satır aralarında görebiliriz. Bu da okuyucu sorgulama noktasında telkin edebilir.