Üzeyir Karahasanoğlu
Zonguldak’ın edebiyatımıza kazandırdığı önemli kalemler varsa ve bunlardan biri elbette Rüştü Onur’sa bunda hiç kuşkusuz İbrahim Tığ’ın büyük katkısı vardır. Rüştü’nün vasiyetini vazife bilip yirmi yıldır çıkardığı Şehir dergisiyle hem belleklerimize şairin adını kazımış hem de Türkiye’ye açılan soluk borusu olmuştur Devrek’in. Sadece Devrek’in ve Devreklinin mi? Öyle ya, 170. sayısı yayımlanan Şehir’de kim bilir kaç şairin, yazarın eseri yayımlanmış, dergi kim bilir nerelere ulaşmıştır!
Rüştü Onur’un tanıtımıyla beraber vaktiyle Devrek’te öğretmenlik yapan şair, yazar Müfide Güzin Anadol’un adını Devrek Belediyesi’nce açılan öykü yarışmasında canlandırdığı da malum İbrahim Tığ’ın. Ki, Müfide Hanım’ın adını anımsatmakla kalmayan, eserlerinin de izini süren bir çabadan bahsediyoruz. Bu minvalde Şubat ayında Müfide Hanım’ın iki eseri birden yayımladı: Adaşım (roman) ve Bütün Şiirleri.
İbrahim Tığ’ın sözlü kültür ve derleme çalışmaları da mevcut. Gerek Devrek ve Zonguldak yöresince kullanılan ağız özelliklerine gerekse bölgeye ait türkülerin derlenmesine, türkülerin TRT repertuvarına kazandırılmasına dair ciddi çalışmaları var ki bu konularda bilhassa akademinin devasa açıklarını kapatmaya gönüllü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
İbrahim Tığ’ın kırsal yaşamın gerçeklerinden yola çıkarak yazdığı öykü kitapları da var: Karabayır, Söğe, Geçek, Bahar. Dahası bir gazeteci İbrahim Tığ ve belki en bilinen, en çok öne çıkan yanı da budur. Vaktiyle önemli ulusal gazetelerin muhabirliğini yürüttüğü gibi 1994’ten bu yana Devrek’in günlük gazetelerinden birini yayımlıyor: Bölge Haber.
Bunların hepsi doğru ama bence en başta iyi bir şairdir İbrahim Tığ. Ülkenin ve edebiyatımızın farklı gündemlerinde farklı yönleriyle öne çıksa da 1986’da yayımladığı ilk şiirinden beri hep dikkat çekti. Sırasıyla 1994’te İlk Yaz Vurgunu, 1998’de Neler Gizliyor Adın, 2006’da Yitik Zaman Düşleri, 2014’te Sarıaylar, 2018’de Sur ve Sır, 2021’de Göl, 2024’te Gök adlı şiir kitaplarını yayımladı ve bu kitaplarıyla çeşitli ödüller kazandı.
İlk kitabını yayımladığı 1994’ten, hatta ilk şiirini yayımladığı 1986’dan bu yana duyarlıklı şiirinin izini sürmek, şiirindeki değişimleri görmek gayet mümkün. Biz, onun son dönem şiirine yakından bakmak amacıyla Göl’deki ve Gök’teki şiirlerine odaklandık:
“önce geceyi, sonra beni soy üzerinden!
ten harami sıcağı, gülüşün tomurcuk
sav başından kendini, lut’u unut!
güzel adamları var çıkmaz sokakların
çıkmaz sokakların insanları”
İbrahim Tığ için gönül rahatlığıyla “kültürlü bir şiir” yazıyor dersek doğru ifade etmiş oluruz. Şöyle ki şiirlerinde yer verdiği kişilerle, kültürel mekânlarla, şehirlerle geçmişten bugüne, bugünden geçmişe gider gelir. Bu göndermeli yolculukta kutsal kitaplardan, tarihten, efsanelerden, gelenek bağından, özellikle de halk şiirinden sıklıkla yararlanır. Başta türküler olmak üzere deyimler, hatta yöresel ifadeler onun şiirinde göze çarpar. Söz gelimi Hatay, Kastamonu, Sivas türküleri, Hüseyin Yaltırık türküleri dolanır dizelerinde. Onun şiirindeki bu hareketli, çok sesli kültür yapısı; yerelle ulusal, ulusalla evrensel arasında kurduğu güçlü bağın sonucudur.
“yangınlar kenti ayak bastığım göç
hangi türküye başlasam leylak kokar
ayrılığa gül uzatırım”
Onun andığı, alıntıladığı, telmihlerle imlediği kişileri, eserleri, şehirleri, olayları bilmeden İbrahim Tığ şiirinin anlaşılabilmesi mümkün değil. Şu zenginliğe bakar mısınız? Şahmaran, Sultan Süleyman, Attilâ İlhan, Köroğlu, Yusuf, Ruşen Ali, Aphrodite, İsa, Zeus, İstanbul, Shakespeare, Atatürk, Karatma Gecesi (Rıfat Ilgaz), Meryem Ana, Eros, Firavun, Musa, Lidya, Troya, Malazgirt, Muş, Bozok, Çankırı, Bursa, Yarhisar, İnhisar, Domaniç, IV. Mustafa, IV. Murat, Ferhad, Kösem Sultan, Sırpsındığı, Hüdavendigar, Belkıs, Balkıs, Kapaklı, Hasköy, Hizan, Kandahar, Hakkâri, Devrek, Bakırcılar köyü (Devrek), Ayasofya, Yatık Emine (Refik Halit Karay), Ahmet Muhip Dıranas, A. Hicri İzgören, Onur Şenli, Rüştü (Onur), Muzaffer (Tayyip Uslu), Kemal (Uluser), Orhan Veli, Abidin Dino, Nimri Dede…
Görüldüğü üzere ayakları sıkı sıkıya yerele basan, maziyi hatırlatan, oralardan toparladığı kültür gücüyle bütünleşmiş bir şiiri var İbrahim Tığ’ın. Tam da buradan hareketle geçmişle şimdinin, şimdiyle geleceğin bağını kurduğunu da söyleyebiliriz.
“gittin sandım beni bir daha doğurmaya
bağışla, seni kuşatan bir şehrin
çocukluğu var içimde.”
Diğer türlerde olduğu gibi şiirinde de Türkçeyi özenli kullanmaya gayret eder İbrahim Tığ. Onun tercihi yalın, anlaşılır, imgeyi reddetmeyen ama imgesel söyleme boğulmayan, elbette sanatsal söylemi güçlü dizelerdir. Bu bakımdan ne özden geçer ne biçimden. İkisini de kendi meşrebince kullanır. Yeri gelir bir dizede halk şiirinden esintilerle kâh Yunus gibi kâh Karacaoğlan gibi hem öz hem güzel söyler, yeri gelir çağdaş bir ozan gibi farklı çağrışımlara uygun biçimde söyler. Hangi yolu tutarsa tutsun, Türkçenin gönüllüsüdür. Söz oyunu da vardır, sözcük oyunu da… Tüm bunlar İbrahim Tığ’ın gelenek bağını önemseyen, felsefi sorgulamalara yatkın kültürlü şiir yolundan gittiğinin izleri değil midir?
Şairin şiirine örneklerle yakından bakalım:
“kuşlar güz taşımasın uykularına
şiiri öykünün ortasına koy, beni kalbine”
“ağrılı dudağından sızdım ağzım tuz
tenin cebimde yara, taflan biraz da”
En çok aşktan, sevgiden ve dahi mutluluktan dem vursa da onun şiirlerinde beni en çok etkileyen, dahası içimi acıtan dupduru ve sakin anlatımıyla anne ve baba özlemine dair olanlarıdır. Bu yokluk, boşluk, eksik hâlle dizeler hep kırılgan, nispeten çaresiz, elbette acılıdır. Nitekim başka türlü mutluluğu yakalayabilen söyleyicinin anne, baba özlemiyle mutluluğa kavuşamadığını görürüz.
“çocuksuz parklardı toprak libas
herkes evinde üşürdü, babası gömülen çocuklar
her yaz. içinde sancıların türküsü
dudaklarını ısırıp bir kadın
çocukların göğsüne gömülür
babasını özleyen her oğul kendi beşiğini sallar
gemiler taşıyor bakmaya kıyamadığı
fotoğraflarını annemin. Bir ağız açımında gök-
yüzü bütün isli çekmecelerde deprem
dar sokaklarda öfke.
ah, aralık’tı aralandı içim
beni hep ömrümden öptü ve yol aldı erkenden
babam, tanrım kızma!
atık sudan yarattıysan, neden ağrıyor
kaburgalarım?
kalbi kendinden önce ölür her annenin”
İbrahim Tığ yerelden yükselen sesiyle evrensel temaları işler ve duyarlı sesini hiç eksik etmez dizelerinden:
“tuz koktu, asılı kaldı ülke!
uyandırmaya gidiyorum gençliğimi”
İBRAHİM TIĞ KİMDİR?
İbrahim Tığ, 1970 yılında Devrek’in Bakırcılar Köyü’nde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Devrek'te, Yükseköğrenimini Dicle Üniversitesi'nde “mimar” olarak tamamladı.
1986 yılında başladığı yazın yaşamında şiirleri; Kıyı, Karşı, Gerçek Sanat, Aykırı Sanat, Milliyet Sanat, İnsancıl, Tay, Tan (Yugoslavya), Ortam (KKTC), Türkstar (Almanya), Diogen (ABD), AZAHAR Revista Poetica (İspanya), Yazı (Azerbaycan), XaAk cy3u” (Halk Sözü-Özbekistan), Neuma (Romanya), Ünlem, Damar, Eski Edebiyat, Biçem, Şehir, Sözcükler, Varlık, Yaklaşım, Lacivert, Evrensel, Berfin Bahar, Keşke, Yeni E, Sadece Şiir, KE, Sarmal Çevrim, Mavi Yeşil vb. sanat edebiyat dergilerinde yayınlandı. Şiirleri; Azerbaycan, Özbekistan, İngilizce, Rumence, İspanyolca ve Fars dillerine çevrildi.
2000’e Doğru Dergisi, Cumhuriyet ve Aydınlık (günlük) gazeteleri ile Anadolu Ajansı’nda muhabirlik yaptı. 1994 yılında Devrek'te, Günlük Bölge Haber Gazetesi'ni kurdu, sahipliğini yaptı ve yazarlığını yapıyor. Günlük Anayurt gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Merkezi Denetleme Kurulu Üyesi, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi.
Devrek’te, Aralık 2004 den itibaren de Şehir Edebiyat Dergisini çıkarıyor. (170. sayıya ulaştı)
Eserleri:
İlk Yaz Vurgunu (Şiir-1994)
Neler Gizliyor Adın (Şiir-1998)
Karabayır (Öykü-2005)
Yitik Zaman Düşleri (Şiir-2006)
Rüştü Onur, Yaşamı, Sanatı, Eserleri (Araştırma-2010, 2. Baskı 2014)
Rüştü Onur: Mektubun Avcumda [Mektup-2013 / Bu kitap daha sonra; Rüştü
Onur: Benim Şeker Yavrum (Mektup-2015) adıyla yayınlandı.]
Sarıaylar (Şiir-2014)
Kiraz Aldım Dikmeden / Devrek Türküleri (Derleme-2017, 2.Baskı 2019),
Sur ve Sır (Şiir-2018)
Söğe (Öykü-2019, 2.Baskı 2020)
Geçek (Öykü-2020)
Göl (Şiir-2021, İkinci Baskı: 2024)
Müfide Güzin Anadol / Adaşım (Roman), Araştırma-Derleme 2024
Müfide Güzin Anadol’un Bütün Şiirleri, Derleyen: İbrahim Tığ, 2024
Bahar (Öykü-2024)
Gök (Şiir-2024)
Çeviri:
Son Uçuş (Nemət Mətin) (Rövşen Memmedov ile birlikte)
Ödülleri:
-1989 Yugoslavya Tan Gazetesi Şiir Özendirme Ödülü
-2011 Raşit Kara Mansiyon Ödülü
-2018 Kemal Özer Jüri Özel Ödülü
-2019 Pusula Sahaf Kitabevi Emek Ödülü
-2020 ZOKEV Kültür Ödülü
-2022 İhsan F. Biçici Şiir Ödülü
-2024 ZOTEV Kültür-Sanat Ödülü
-2025 Mersin Rehber Aydın Şiir Ödülü
…………………………
Kaynakça:
İbrahim Tığ, Rüştü Onur, İstanbul: Kaynak Yayınları, 2020. 3. Basım Şehir 166 (Mayıs-Haziran 2024)
Müfide Güzin Anadol, Bütün Şiirleri, Der. İbrahim Tığ. İstanbul: Myrina Yayınları, 2024.
Müfide Güzin Anadol, Adaşım, Haz. İbrahim Tığ. İstanbul: Myrina Yayınları, 2024.
İbrahim Tığ, Söğe, İstanbul: Artshop Yayıncılık, 2. Basım, 2020.
İbrahim Tığ, Göl, İstanbul: Artshop Yayıncılık, 2. Basım, 2024.
İbrahim Tığ, Gök, İstanbul: Artshop Yayıncılık, 2024.