İbrahim Tığ
MÜTEAHHİTLERİMİZİ DEVRE DIŞI BIRAKMAK!
Dün köyüme gittim. Köy yolu üzerinde KYK Yurdu var. Bu yurdun dış cephe kaplaması yapılıyor. Üşenmedim baktım yapılan işe. Doğal afet için önemlidir binaların dış cephesi.
Peki, kim yapıyor bu kaplama işini?
Pazarlık usülü ile yapılan bu kaplama işini İstanbul'dan bir müteahit yapıyormuş.
21 milyon 107 bin liraya İstanbul’dan Hayfa İnşaat kazanmış ihaleyi!
İnsan sormadan edemiyor!
Devrek'te müteahit mi yok?
Zekayi Bükrü var, Karagülmez İnşaat var, Serdar Kılıç var, Serdar Ak var, Lütfi Arıt var...
Neden İstanbullu müteahit?
Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Halil Hacı, İstanbul’da İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü yapan biri...
Üstelik de, "Ben bakanın kucağında büyüdüm" diyen biri...
Anladınız mı şimdi Halil Hacı'nın derdini...
Geldiği yerden bir müteahite yaptırıyor işi...
-Bakanın kucağında büyüyen biri elbette Devrekli müteahhitler dururken İstanbul'dan getirecek müteahhiti...
İşte bakanın kucağında büyümek, Devrekli müteahhitleri devre dışı bırakmak demek...
Ben anladım, sizler anladınız mı?
YAYINEVİNDEN AÇIKLAMA
Dün Mutlu Yayıncılık tarafından çıkarılan ve 3. Sınıf öğrencilerine tavsiye edilen "Yeni Nesil Kolaydan Zora Problem Yok-3"adlı kitapta 11 yaşındaki anne ile 15 yaşındaki babanın çocuklarının yaşı sorulduğundan bahsetmiştim.
Sözkonusu yayınevi Deniz Kırtasiye Sahibi Aytekin Aydın aracılığıyla bir açıklama gönderdi.
Açıklama şöyle:
-Bu sehven yapılmış bir hatadır. İlk yeni baskıda düzeltilecektir. Ne gerekiyorsa yapılacaktır. Gözden kaçan bir durumdur. Bilginize...
ERCAN KAHYA İZNE AYRILMIŞ!
Devrek'in anlı şanlı Milli Eğitim Müdürü Ercan Kahya hazretleri bir aylık izne ayrılmış. Öyle ya, çok yoruldu!... Devrek'in milli eğitimini düzeltti, müdürler, öğretmenler arasındaki hizipçiliği ortadan kaldırdı ya(!) O bu izni çoooktaaaannnn hak etti.
İnsanın izin yapması için gönlünün rahat, yaptığı işlerin düzenli olması lazım!...
İlçede milli eğitimi çökerteceksin, eğitim namına her türlü kötülüğü yapacaksın, sonra da dinleneceksin...
-Kavun, karpuz bile yata yata büyür!...
Kolayı var, bırak, git bu işi...
Kendine yakışan imamlığı yap!...
Çok mu yoruldun da izne ayrıldın?
-İstiklal İlkokulu'nun durumunu çözdün mü?
-Okulların, müdürlerin, öğretmenlerin sorunlarını çözdün mü?
-Müdürler arasındaki ayrımcılığı -ki sen yarattın- çözdün mü?
Sana iyi tatillen bay Kahya!...
BEN HERKESE SELAM VERMEK ZORUNDA MIYIM!
burada, AKP Devrek İlçe Başkanı İsmail Cir bir'i yazmıştım. Önümüzden geçtiği halde, yanında iki emekli öğretmenim ile bana bir selam vermediğini...
Bir dostuma anlatmış...
-Selam vermek zorunda mıyım?
Elbette, değil...
Ama; İslâm âlimleri selâm vermenin sünnet, almanın farz olduğunu ve selâm verenin alana göre daha fazla sevap kazanacağını belirtmiştir (Mevsılî, el-İhtiyâr, 4/164).
Önemli değil, Bay Cin Pir, bize selam verse ne olur, vermese ne olur...
Ali Fakı taylarını kaçırmaz elbet!...
DAYIMA SİTEM!
Bu şiiri oldum olası severim... En azından Siyami Akpınar ile Cihan Durdubaş'a çay ikram edip, onları dinlediği için... Bu iki müdürün tutanacak yeri var mı eğitimde, gençlikte, Devrek'te...
Ne diyeyim dayım sağolsun!...
Ama ben dayımı çok seviyorum...
Siyami ile Cihan'a verdiği değeri bana vermediği için...