İbrahim Tığ
YAZLIK ELBİSELERİ, KIŞTA TESLİM ETMİŞ
Atilla Genç'i severim.
Ne zaman inşaatla ilgili işim olduysa, hiç ikiletmeden yaptı. Sağolsun!.
Bana saygısı olduğunu da, saygı duyduğunu da bilirim.
Bu insanı ADD Devrek Kongresinde aday yaptı bu İsmail Külah...
Evet, demokrasinin gereği aday olabilir her üye başkanlığa...
Ancak bütün şartları yerine getirmek koşuluyla...
Ben dernekçiyim, ben cemiyetçiyim nidalarıyla ortalık da dolayan İsmail Külah, aday çıkardığı adamın "adaylık" evraklarını bile hazırlamamış...
Kuyuya düşürdü Atilla Genç'i.
Her şeyi bildiğini sanan Külah, ADD'nin tüzüğünü bile okumadan "ben yaptım oldu" mantığıyla aday çıkardı...
Sonuç ortada!...
Neyse konum bu değil elbet. Şu:
-Belediyeye sattığı temizlik elbiseler...
Bugün birisi aradı, dedi ki:
-İsmail Külah ın belediye ye verdiği elbiseler yazlık giyilecek pantolon ve tshört gibi elbiselerdi ve 2024 Eylül ayının ikinci haftası personele dağıtıldı. Yani yazlık elbiseler sonbaharda dağıtıldı.
Anladınız mı?
-Yazlık elbiseleri Sonbahar'da teslim etmiş...
Sonra da sağda solda, beni eleştirir, İbrahim kiminle hareket ediyor, Çetin'in yanında mı yer alıyor!
Uğur'u mu destekliyor!...
Sana mı soracaktım kimin yanında yer alacağımı, sen işine baksana!...
Ama şu kesin senin olduğun yerde olmayacağım kesin!...
Bir önerim daha var Külah'a!...
Şimdiye kadar ilçeyi, partiyi, dernekleri karıştırdığın yeter...
Bir baltaya da sap olamadın siyasi arenada.
Otur oturduğun yerde!...
Oturman, orayı burayı gezmenden daha iyi olur senin için...
BAKALIM, KİMİN DAYI VE AĞASI GALİP GELECEK?
Devrek Devlet Hastanesine 2 yıllığına sözleşmeli Başhekim, Müdür, Müdür Yardımcıları ve Başhemşire atanacak!...Atamayı da İl Sağlık Müdürü yapacakmış...
Hastane müdürlüğüne, mevcut müdür Yusuf Yaşar Sargın yeniden, Murat Terzi de müdür olarak atanmak istiyormuş...
Her iki müdür adayı da siyasi arenada kendilerini "müdür" yapacak, "dayı" arıyormuş. Benim "Dayımlarımı da bilmeyen yok, sanırım Mustafa Dayım ve Kadir Gedik."
Neyse...
Murat Terzi İslamköy Köyünden. Eski İl Genel Meclisi Başkanı İsmail Terzi'nin yeğeni.
Yusuf Yaşar Sargın da Uşaklı imiş...
Bakalım dayılık yarışını kim kazanacak? Kimin ağası galip gelecek...
Konuyu bir siyasetçimize sordum, dedi ki:
-Evdekinin gırı yabanın gırından eyüdü, dedi.
(Gır: Söz, laf, yalan, uydurma)
Dayıma sordum, o da:
-Bizim en kötümüz, elin en iyisinden daha iyidir, dedi.
Sahi, İsmail Cin Pir(!) neresinde bu işin?
KUSUR ÇÖMLEKTE!
Hocanın bir gün Subaşı’ya işi düşer. Adam haraç ve rüşvet yiyen birisidir. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurur ve üstüne bal sıvar.
Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun.
Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş:
-Hoca demiş, Subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor...
Hoca yutar mı:
-Kusura bakmasın evlat, kusur ilamda değil çömlekteydi.
*Subaşı: Osmanlı İmparatorluğu döneminde; barış zamanında asayişi sağlayan, savaş zamanında da orduda çeşitli görevlerde bulunan subaylardır.
SİZİ / SENİ GİDİ
Osmanlı döneminde, kadın ve kızları kötü yola itip, fuhuş yaptırarak onların sırtından para kazanan erkeklere teres denirdi.
Mahallenin erkeklerine, mahallenin kızlarını ayarlayan yani çöpçatanlık yapan erkek ve kadınlara da gidi denirdi. Hatta, ‘Gidilik etmek’ diye de bir deyim vardır. Bugün bu kişilere pezevenk deniliyor.
Gidi diyince aklıma Özay Gönlüm’ün şu türküsünü anımsadım:
“Hıkkıdık tuttu beni
Tuttu da kuruttu beni
Seni gidi gavurun gızı
Gitti de unuttu beni”
Bu örnekler çoğaltılabilir: “seni gidi topal”, “seni gidi fındık kıran”, “seni gidi vurdumduymaz”
Siz, siz olun şaka yollu da olsa karşınızdakine; Sizi/seni gidi…demeyin!...
CİVELEK, CİVELEK!
Osmanlı’da, tüysüz genç Yeniçeri neferlerine Civelek denirdi. Bunlar yüzlerine peçe takmadan sokağa çıkamazlardı. Hatta bu gençlere laf atan ve sarkıntılık yapan erkekler, kanunen bir kadına sarkıntılık yapmış sayılır ve ağır cezalara çarptırılırdı. Civeleklerin kız gibi giydirilip, oynatıldığı da olurdu.
Büyük bestekar Sadettin Kaynak’ın kulakları çınlasın:
“Bu gece mutlu gece
Vur patlasın eğlence
Dirlik düzenlik olsun civelek
Sevişen iki gence civelek” diyordu bir şarkısında.
Peki, ne anlatıyor Sadettin Kaynak bu şiirinde?
-Bir düğün ya da eğlencede, kız kılığına sokulmuş iki erkeğin oynatılmasını. ‘Sevişen iki gence civelek’ dizesinde, gençlerden birinin bayan olmasını umalım!
