-İbrahim Tığ-
Ben bu İsmail Külah’ı 16 yaşından beri tanırım. Nerede karıştırıcı, ortalık bulandırıcı işler var, İsmail Külah orada!
Sonuçta, kocaman bir sıfırdan öteye gittiğini görmedim hiç…
Ali Osman Odabaşı ona partiyi teslim etmişti de, kongrede aday bile olamamıştı.
Karıştırıcı dedim ya, Dirgineli vefat eden parti üyelerini de vaktiyle partiden istifa ettirmişti.
Hatta, Naci abi aracıma yakıt koyup beni Dirgine’ye yollamıştı. Ölen üyelerimizin mezar taşlarını çek gel diye. Gidip çekmiştim.
Bu İsmail Külah partiyi karıştırmak için “ölen üyelerimizi” bile partiden istifa etti diye kamuoyuna yansıtmaktan bile çekinmemişti.
Konum bu değil elbet!
Şu:
Başkanlığını Recep Kalmaoğlu’nun yaptığı Devrek Hür Gazeteciler Cemiyeti’ne İsmail Külah motor hibe sözü vermiş. Noter’de işlemleri bile yapılmış. Ama ortada motor yok!...
İsmail Külah, bize yamuk yaptı” şayiaları dolaşıyor.
Ben kendisini tamı tamına 40 yıldır tanırım…
Yaptığı hiçbir düzgün iş yok!
Madem motor hibe edecektin, sözünde bari dur!...
Belediye Başkanlığına aday adayı olan birisine yakışıyor mu bu işler?
Sözünü yerine getir, bekliyorlar motoru!
GÖZÜNÜZ AYDIN, MAHKUMLARIMIZ ARTACAK!
Büyük Üstad Mehmet Akif’in şu dizeleri hep aklımdadır:
“Ya Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Mahşerde mi biçârelerin, yoksa felâhı!
Nûr istiyoruz.. Sen bize yangın veriyorsun!
"Yandık !" diyoruz .. Boğmaya kan gönderiyorsun!”
Bunları neden mi yazdım!...
Anlatayım…
Devrek Açık Cezaevine yeni ek bina yapılıyormuş.
Mahkum sayısı 1000’den 2000’e çıkarılacakmış.
Biz, Devrek için “Ağacın sanata dönüştüğü şehir” derken, Devrek “İnsanın mahkuma dönüştüğü” şehir yolunda ilerliyor!...
Ne mutlu!...
Devrek artan mahkum sayısıyla gelişecek, ekonomisine katkı konacakmış…
Peki, bir Allah’ın kulu da çıkıp, Devrek’in yüksekokullarını geliştirelim, öğrenci sayısını artıralım diyor mu?
Yüksekokullarımızın gelişmesi, öğrenci sayılarının artırılması, yerleşkesinin büyütülmesi konusunda çabası var mı?...Yok!...
Sahi, bu okulun dernek başkanı kim, nedir, necidir?
Bir projesi varsa çıkıp açıklasın da kamuoyuyla paylaşalım!...
Ne diyordu Mehmet Akif:
“Ya Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?
Nûr istiyoruz.. Sen bize yangın veriyorsun!”
BAYRAK DAĞITIMINDA CİN PİR YOK!
Darbelere oldum olası karşıyım…
Ülkemizde de en son yapılan hain darbe girişimi püskürtü de derin bir nefes almıştık toplum olarak.
Bugün Hain FETÖ’hühdarbe girişiminin 9. Yıldönümüydü.
Bu önemli günde, AKP Devrek İlçe Teşkilatı vatandaşlara ve esnaflara bayrağımızı dağıttı.
Güzel bir etkinlikti, bayrağımız, canımız, ciğerimiz…
Atatürk’ümüz de öyle…
AKP’nin bayrak dağıtımına vatandaşlarımız da ilgi göstermiş. Olumlu bir tavır… Fotoğraflardan gördüm…
Ama, “Bize selam vermek zorunda” olmayan AKP’nin Devrek İlçe Başkanı İsmail Cin Pir(!) ile Kadın Kolları Başkanı Nergiz hanımı fotoğraf karelerinde göremedik…
Vardır bir bildikleri…
“YERİM” DEĞİL, “YENİM”
Kimi beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen kişiler uydurduğu bahanelerin arkasına saklanarak açıklarını kapatmaya çalışırlar. İşte böylelerini anlatmak için atalarımız;
“Oynamasını bilmeyen gelin yerim değil yenim dar dermiş.” atasözünü ortaya koymuş. Tabii bu atasözü dilden dile dolaşarak, “Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş.” şekline dönüşmüştür.
Dolayısıyla “yerim” değil, “yenim”dir aslı. Yen; giysi kolunun dirsekten aşağı bölümüne denir.
Hatta, “yen” ile ilgili; “Kol kırılır yen içinde kalır” diye bir atasözümüzde vardır ki ve dostlar arasında ve aile içinde yaşanan kavgaların, anlaşmazlık ve kişisel kusurların sır olarak kalması gerektiğini anlatır.







