İbrahim Tığ
YENİ MÜDÜRÜMÜZ HAYIRLI OLSUN!
Zonguldak'a yeni Milli Eğitim Müdürü olarak Uygar Keskin atandı.
Hayırlı uğurlu olsun!...
Kendisi Zonguldak'ta merak ediler bir kişi oldu bugün...
Herkes, kimdir, nedir, necidir diye merak etti.
Her ne kadar internet sitelerinde kendisi hakkında bir takım bilgiler yer alsa da merak edilen soru şu idi?
Nedeni, kaç doğumlu, necidir? Falan filan...
Kendisiyle ilgili edindiğim bilgiler şöyle:
-44 yaşında. Giresun Görele doğumlu.
-Türk Eğitim Sen'li...
-Hatta bu sendikanın başkan yardımcılığı görevinde bulunmuş.
-Arkasındaki güç MHP Genel Başkan Yardımcısı...
Çalışkan ve görevini layıkıyla yapan bir şahsiyet imiş.
Aradığımızda bu zaten...
Sonra...
Şu Ercan Kahya ile Sezgin İnam'ı görevden almaya gücü yeter mi?
Yetmez!...
Çünkü bu Ercan Kahya, Bakan Yusuf Tekin'in kurucuları arasında yer aldığı Cihannüma Derneğinin aktif üyesi... Bakan var yani arkasında.
Peki, Devrek Milli Eğitimini ayaklar altına seren, milli eğitimi çürüten bu müdürün görevden alınmasına kimin gücü yeter?!...
Özcan Uluipınar'ın...
Kim diyor bunu? Görüştüğüm öğretmenler...
YEMEZLER, BAY KÜLAH YEMEZLER!...
Bu İsmail Külah'ı yazmıştımya, arayan arayana...
Zat-ı Muhterem(!)in bir seveni yok!...
Beni aradı, dikkate almadım kendisini...
Kendi belediyesini, belediye başkanını "şeffaf belediye, şeffaflık" safsataları altında sürekli şikayet eden zattır İsmail Külah...
Gelelim bu Külah'ın, külah işlerine...
Devrek Belediyesine işçi elbisesi sattı.
Sattığı elbiseler ihale sözleşmesine uymuyordu.
Belediye tarafından kabul görmedi!
Şartnameye uymayan elbiseleri belediyeye kabul ettirmeye çalıştı.
Önce başaramadı.
Belediye şartlara uymayan bu elbiseleri Bay Külah'tan geri almasını istedi.
Külah durmadı, ikili ilişkilerle bu konuyu çözmeye çalıştı.
Başkan Ulupınar bu usülsüzlüğü öğrenince, şartlara uymayan elbiseleri kabul etmedi, ödemeyi de yapmadı. Külah'tan şartnameye uyan elbiseler getirmesini istedi, getiremedi!... Mallar geri iade edildi... Almadı Bay Külah!... Belediyenin deposunda...
Bunun üzerine Bay Külah aklınca belediyeye baskı uygulamaya çalıştı.
Ulupınar da onu makamından kovdu!...
Başkan haklıydı!...
Sonra ne mi oldu?
Durmadı Bay Külah!... "Siz benim paramı verin, ben de Şemsi Ahmet Paşa Cami için size 200 bin TL bağışta bulunayım." teklifinde bulundu.
Utanmazlığı görüyor musunuz?
Bir insanın ar damarını çatlamaya gör!...
Şimdi de çıkmış, Devrek'te CHP'yi dizayn edecek!...
Yemezler, Bay Külah yemezler!...
NEDEN GERİ KALDIK!?
Türkçe kitap basan ilk kişi olan İbrahim Müteferrika 1731 yılında yazdığı kitapta Osmanlı’nın neden geri kaldığını şu maddelerle anlatıyor:
-Rüşvet
-Memuriyette adam kayırma
-Bilim adamlarına tahammülsüzlük
-Orduda disiplinsizlik
-İsraf
-Dış dünyadan habersizlik
BİLİYOR MUYDUNUZ!
-Edebiyatımızda Virgül (‘) işaretini bulan ve kullanan Ömer Hayyam’dır.
-Türkçemize, sözün küçüğü anlamına gelen “Sözcük” sözcüğünü Melih Cevdet Anday bulmuş ve kazandırmıştır.
- “Tekel” sözcüğünü Ömer Asım Aksoy, bulmuş ve Türkçemize kazandırmıştır.
- “Gelenek” sözcüğünü İsmet İnönü, bulmuş ve Türkçemize kazandırmıştır.
- “Seçenek” sözcüğünü Emin Özdemir türetmiştir.
- “Bilgi işlem, bilgisayar, yazılım” gibi sözcüklerin babası Prof. Dr. Aydın Köksal’dır.
- “Dil kirlenmesi” sözünü Özdemir İnce Türkçemize kazandırmıştır.
- İngilizce’de ‘bosh’ diye bir sözcük var. Bu sözcük İngilizceye Türkçeden girmiştir. Boş laf, zırva, saçmalık anlamlarına gelen argo bir sözcük.
-Türklerin İngiliz diline bir değerli katkısı da “yarak” sözcüğünü, İngilizcenin söz varlığına kazandırmış olmalarıdır.
*Yaşantı” sözcüğünü edebiyatımıza Kemal Uluser kazandırmıştır.
*Türkçeden İngilizceye geçen bir başka sözcük de, “ayran”dır.
-Eserlerinde en fazla sözcük kullanan yazar Susan Sontag (60 binden fazla), Shakespeare ve Hugo eserlerinde 40 binin üzerinde sözcük kullanmıştır.
-Kaç sözcükle konuşuyoruz? 500. Gazete ve dergiler kaç sözcük kullanıyor? 1500-200 arası.
-Türklerin bulduğu tek harf “Yumuşak Ğ”dir. Türkçenin en güzel harflerinden “Ş” sesidir. Yezidi inancına göre ‘Ş’ sesi ile başlayan sözcükleri kullanmak büyük bir suçtur ve onlara “Şeytan”ı anımsatırmış.
-Sıkça kullandığımız; Abur cubur, pezevenk, moruk, murç, dudu, pot kırmak sözcükleri dilimize Ermeniceden geçmiştir.







