Advert
Advert
Advert

BİZ ÖĞRENCİLERİMİZİ, ÖĞRENCİLER OKULLARINI ÖZLEDİ!

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim– Sen) Devrek Temsilciliği, " Okulların yüz yüze eğitime başlayamayışı anne babalarını ve biz öğretmenlerini onların gelecekleri adına oldukça endişelendiriyor. Çünkü; bugün ve yarın adına en çok kaybı onlar ya

BİZ ÖĞRENCİLERİMİZİ, ÖĞRENCİLER OKULLARINI ÖZLEDİ!
Bu içerik 681 kez okundu.
Advert

 

 Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim– Sen) Devrek Temsilciliği, " Okulların yüz yüze eğitime başlayamayışı anne babalarını ve biz öğretmenlerini onların gelecekleri adına oldukça endişelendiriyor. Çünkü; bugün ve yarın adına en çok kaybı onlar yaşıyor, yaşayacak."

 31 Mart'tan beri kapalı olan okulların 21 Eylül'de kademeli açılmasının ardından bütün öğrencilerin ve öğretmenlerin gerekli önlem ve tedbirler eşliğinde eğitim öğretime katılmaları gerektiğini savunan Eğitim– Sen Devrek Temsilciliği'nden yapılan açıklamada;

  "Aylardır dünya ve ülke çapında verilen salgın savaşı nedeniyle zor günlerden geçiyoruz. Toplumun tüm kesimleri süreçten olumsuz şekilde etkileniyor. Direkt olarak hastalığa yakalanmasa bile işini kaybediyor, işyerini kapatıyor, borçlanıyor, başka hastalıklarını tedavi ettiremiyor veya sağlıklı beslenemiyor. Çocuklar için okulsuzlukla birlikte çocuk işçiliğin, ev içi şiddetin, ihmal ve tacizin arttığı bir dönem yaşanıyor. Uzayan salgın süreci belirsizliği arttırıyor. Belirsizlik ise sağlık, ekonomi ve eğitimde olumsuz sonuçlara neden oluyor. Temel yaşam alanlarımızın sürdürülmesine engel oluyor. Ekonominin zarar görmemesi adına atılan normalleşme adımları, salgının, ülkenin her yerinde yayılmasına yol açtı. Bunun olumsuz sonuçlarını ise eğitim alanında okulların açılamıyor olmasıyla yaşıyoruz.

       Okulların yüz yüze eğitime başlayamayışı anne babalarını ve biz öğretmenlerini onların gelecekleri adına oldukça endişelendiriyor. Çünkü; bugün ve yarın adına en çok kaybı onlar yaşıyor, yaşayacak. Okulların açılamaması demek, onlar için, arkadaşlıkların doyasıya yaşanmaması, sosyalleşmeyi, dayanışmayı, birlikte öğrenerek rekabet etmenin deneyimlenememesi anlamına gelmektedir. Ders içeriklerinin öğrenilmesi dışında bunlar da yaşamın, eğitimin vazgeçilmez parçalarıdır. Eksiği kapatmak adına uygulanmaya çalışılan uzaktan eğitim denemeleri yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şekilde tutamaz, alamaz. Öğrencinin yaşıtlarıyla ve öğretmenleriyle etkileşim içinde olacağı ortamlar olmadıkça kendi başına ve uzaktan eğitimle sağlayacağı ilerleme ve öğrenme, olması gerekenin çok çok gerisinde kalacaktır. Bu nedenle, böyle yaşanmaya devam edecek olan dönem; çocuklarımız açısından geri dönülemez ve telafisi mümkün olmayan bir dönem olacaktır. Bir an önce yaşamlarımızı derinden etkileyen bu salgın döneminin sona ermesini ve yüz yüze eğitime, eskiden olduğu gibi rahatça öğrencilerimizle bir arada olacağımız günlere dönmek istiyoruz.

Varolan koşullarda tam anlamıyla eskiye dönmek mümkün değilse de, gerekli tüm önlemleri alarak, mümkün olan en iyi ve en sağlıklı şekilde öğrencilerimizle buluşmayı istiyoruz. Her şeyden önce onların ve toplumun genel sağlık koşulları gözetilmeli ve her durumda çocukların üstün yararı esas alınmalıdır. Yüz yüze eğitimin koşulları, merkezi ve yerel tüm olanaklar zorlanarak sağlanmaya çalışılmalı her şeye rağmen yapılamıyorsa uzaktan derse başvurulmalıdır. Öğrencilerimizin uzaktan eğitime erişim sorunu kesin olarak çözülmeli, her öğrencinin derslere katılımı sağlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki; EBA’dan veya başka programlar üzerinden sesimiz ve siluetimizi çok sınırlı sayıda öğrencimize iletebilen, eğitimden çok uzaktan video ders anlatımı olan, çocuklarımıza ulaşamadığımız, erişemediğimiz bu sistemin dışında da yapılabileceklerin var olduğunu biliyoruz.  Bunları şöyle sıralayabiliriz:

Salgını ve bu süreçte eğitimi izleyen, değerlendiren, eksikleri tespit ederek merkezi ve yerel imkanları kullanarak gidermeye çalışacak olan, il ve ilçe düzeylerinde Eğitim İzleme Kurulları oluşturulmalıdır. Bu kurullarda bilim insanları, eğitimciler, öğrenciler, yöneticiler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler bulunmalıdır.

Eğitimin temel bir hak olduğu unutulmadan herkes için eşitlik sağlanmalıdır. Tüm öğrencilerin eğitim olanaklarından eşit düzeyde yararlanması gözetilmelidir. Bunun için kısıtlamaya gitmeden her öğrenciye tablet veya bilgisayar, ücretsiz internet sağlanmalıdır.

Aşamalı, seyreltilmiş planlamalarla en kısa sürede yüz yüze eğitimin koşulları oluşturulmalıdır.

Kapanan köy okulları açılmalı, öğretmen atama kontenjanları artırılarak atanamayan öğretmenler atanmalı, okulların fiziki donanımları güçlendirilmeli, açılabiliyorsa ek derslikler açılmalıdır.

Taşımalı eğitime son verilmelidir.

Salgın koşullarında okulların hijyenik bir biçimde açık tutulabilmesi için dezenfektan, temizleyici v.b. malzemelerin temini ve temizliği sağlayacak kadrolu çalışanların olması için okullara yeterli ödenek Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaratılmalı ve sağlanmalıdır.

Uzaktan eğitim ders içerikleri gözden geçirilmeli ve azaltılmalıdır.

Öğretmenler, asli görevleri dışında farklı alanlarda görevlendirilmemelidir.

       Böylesi kriz dönemlerinde, zaten yapılabileceklerden çok yapamadıklarımızın niçin yapılamadığı ve nasıl yapılabileceği üzerine düşünmeliyiz. Buradan yola çıkarak ortak akla dayalı çözümler üretmeliyiz. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı’ndan; sağlık ve eğitimi öncelik olarak görmesini, herkese eşit ve adil çözümler üretmesini,sorunu yaşayan öğrenci, öğretmen ve velilerden gelen seslere kulak vererek, ihtiyaç ve eksikleri gidermesini, yüz yüze eğitim koşullarını oluşturacak adımları bir an önce atmasını bekliyoruz. Sorunlarla ve zorluklarla başladığımız bu eğitim/öğretim yılında tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize sağlıklı ve başarılı bir eğitim-öğretim dönemi diliyoruz." denildi.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR