Hunharca bir cinayet işlendi önceki akşam Ankara'da. Rus büyükelçisi kalleşçe öldürüldü. Polis kisvesine bürünmüş bir vatan haini, büyükelçiyi sırtından vurdu. Televizyonda izlediğimiz kadarıyla büyükelçinin yanında başkaları da yaralandı. Gecenin ilerleyen saatlerinde de elinde pompalı tüfekle havaya rasgele ateş eden biri çıktı ortaya. “Bizimle oynamayın lan…” gibisinden laflar etti gözaltına alınırken…
Artık can güvenliğimizin neredeyse hiç kalmadığı günler yaşamaya başladık. Namlunun hedefi topyekûn ülkemiz. Ülkemiz insanları. İstanbul’da, Ankara’da, Diyarbakır’da canlı bombalarla kendini gösteren terör, son olarak büyükelçinin hunharca öldürülmesi ile korku imparatorluğu uyandırmaya devam ediyor. PKK – PYD – IŞID – FETÖ… adı her ne olursa olsun kandan, candan medet umanlar bilmelidirler ki bu millet bu beladan da kurtulacaktır. Yeter k bir olalım, birlik olalım.
Terör olaylarında amaç ayan beyan belli... Ülkemizin ulusal bütünlüğünü bozmak… Ülkemizi parçalamak, bölmek… İnsanlarımızı korku ve endişeye sevk etmek… Huzursuzluk ortamında kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmek…
Canlı bombalar kendilerini de öldürüyor eylemleriyle. Rus büyükelçisini vuran da öldürüldü. Terörle mücadele kapsamında binlerce terörist etkisiz hale getiriliyor. Ama bu beladan bir türlü kurtulamıyoruz. Çünkü fail ortada, fiili yaratanlar sır olmuş. Piyon olarak kullandıkları kişiler canlarından olurken onlara ne vaat ettiklerini de tahmin etmek zor değil. Öbür dünyada cennetin kapılarının ardına kadar açık olduğuna inandırılmışlar belli ki. Oysa kutsal kitabımız dikkatlice okunduğunda insan katledenlerin yerinin cennet olduğuna dair ne bir sure ne de bir ayet olmadığı görülecektir. Demek ki o canlı bombaların, insan katillerinin yeri cennet değil. Zaten cehennemi bu dünyada yaşıyorlar değil mi?
Polis kıyafetinde bir adam… Peki bu adam nasıl polis oldu? Dümdüz bir devlet memurluğu için bile bin bir araştırma inceleme yapılırken bu katiller için bir araştırma yapılmamış mı? Ya da soruyu şöyle sormak gerekir: Bu adam polis olurken kimlerden referans aldı?
Yanım, yakınım, siyaseten hatırı sayılır, boynum kıldan ince, emredersiniz efendim gibi kişisel niyetlerle işe alanlar, siz de en az katil kadar suçlu değil misiniz?
Ne zaman bir ülkeyi ilgilendiren mesele ortaya çıksa, gündeme terör bombası düşüveriyor. Sosyal medya ve basın yayın araçları terör belası ile meşgul edilirken de ülkemizi ilgilendiren asıl mesele güme gidiveriyor vesselam.
Ülke olarak Anayasa değişikliğinin mecliste görüşülmesine, sonrasında referanduma götürülmesine odaklanmamız gerekiyor. Anayasa değişikliği içindeki en önemli maddelerin birer birer millet tarafından da tüm ayrıntılarıyla incelenmesi, referandumda ona göre tercihte bulunmasının sağlanması gerekiyor. Bunun için de siyasi partilerin alanlardaki tavrı çok önemli elbette. Halkın huzuruna doğrudan çıkacak siyasilerin etki gücü de referandumun rengini belli edecek…
Terör nereden ve nasıl gelirse gelsin lanet olsun. Ve bir gün, teröre, teröriste destek veren vatan hainlerinin ortaya çıkıp hesap vereceğine inancımız tamdır.
CHP liderinin dediği gibi terör konusunda tüm ülke birlik içinde mücadele etmeli. Terörün rengi, cinsi olmaz çünkü. Ülke olarak teröre geçit vermemek için ne gerekiyorsa o konuda elden gelenin yapılmasıdır önemli olan…
Ülkemizin güzel, güneşli, huzur ve refah içinde yaşadığı günlere kavuşturmak için harcamalıyız tüm enerjimizi…
