Bir düşünelim hele!

İşsizlerin halini!

Asgari ücretle geçinmek zorunda kalanların halini!

Yüzde dörtlük artışlarla neredeyse yoksulluk sınırının altında yaşayan memurların halini!

Emeklinin halini!

Küçük esnafın, sanayicinin, çiftçinin, üreticinin halini!

Güzelim ırmaklarımıza, akarsularımıza yapılan HES’leri!

Termik santralleri, Nükleer santralleri!

Özelleştirilmeye çalışılan Şeker Fabrikaları!

Atanma bekleyen öğretmenleri!

Eğitimde yaşanan gelgitleri!

Ekonominin hal ve gidişini!

Keşke Yunanlılar savaşta bizi yenseydi diyen zata, devlet ricalinin hasta ziyaretini!

Önce terörist nidasıyla tutuklanıp sonra arka kapıdan salıverilenleri!

Terör mücadelesinde can veren Mehmetçikleri!

Her gün onlarcasını duyduğumuz kadın cinayetleri!    

Küçücük çocuklara yapılan cinsel tacizleri!

Dokuz yaşındaki kızla evlenilebilir diyen aklı evvel kişileri!

Daha yazayım mı?

Google’yi bizim bilmem kim sultan buldu diyen sözüm ona akil adamları!

Hz. Nuh büyük tufanda oğlunu gemiye cep telefonu ile çağırdı diyen zihniyeti!

Benzinde, mazotta artan fiyatlarla sararan benzimizi!

Bir türlü yaşayamadığımız mevsimleri!

Erkenden çiçek açan erik ve şeftali ağaçlarını!

AKP – MHP – BBP seçim koalisyonunu!

    Olağan Kongreden sonra bir de Tüzük Kongresi yapacak olan CHP’yi!

Ha bu arada, Tek Adam rejimine karşı çıkan CHP genel başkanına ille de aday ol baskısı yapanlara da birazcık gülüyorum. Yahu adam böyle bir rejime karşı! Neden aday olsun ki?

    Düşünmek, düşünerek hareket etmek, düşünerek en doğruya ulaşmak… Çıkarsız, tüm memleketi kucaklayan bir demokratik rejimi yeniden kurmak… Tek Adam yerine, modern dünyada hak ettiğimiz bir ülke düzenine tekrardan kavuşmak…

    Parlamenter sistemin olmazsa olmaz bir sistem olduğunu, Yasamanın, yürütmenin, yönetmenin bu sistem içinde şekillenmesi gerektiğini asla unutmamak gerekir.

    Ve ülke yönetimine talip olanların belirlenmesinde uygulanacak yöntemin de demokratik bir yöntem olması gerekir değil mi?