Bırak gam kederi yaralı gönül
Yüce dağdan duman çekilir bir gün
Çapa vurulmadık bu topraklara
İlkbaharda tohum ekilir bir gün
Unuttu dediğin dost seni anar
Alnının terini sofrana sunar
Sana kutsal gelen bin yıllık çınar
Fiske vuruşuyla yıkılır bir gün
Yaşam boyu akmaz kan ile yaşın
Gün gelir dikleşir eğilen başın
Matem müjdeleyen kanlı baykuşun
Ocağına incir dikilir bir gün
Meyveye dönüşür kuruyan dallar
Kaplanî giyinir yeşiller allar
Gelir bayram günü çalar davullar
Ak ellere kına yakılır bir gün
Usta ozan Kaplanî’nin şiiriyle başlamak istedim yazıma…
Altı yüz yıl saltanat süren koca bir imparatorluk; saray entrikaları yüzünden yok olmakla karşı karşıya kalmış, dönemin aydınları, yurtseverleri tehlikenin farkına vararak Ulusal Kurtuluş Hareketi başlatmış. Küller arasından yayılan kıvılcımla başlayan harekettir ki Yeni bir devlete kavuşmuşuz. Cumhuriyet adını verdiğimiz bu devlet rejimi ile demokrasi, zaman zaman sekteye uğratılsa da gelişerek bu günlere erişebilmiş…
Şükranla, minnetle, saygıyla anmamız gereken ulusal önderlerimize üzülerek görüyor ve izliyorum ki olmadık hakaretler ve çamurlar atılıyor. Ve bunu yapanlar uluorta ortalık yerdeler. Ülkenin yasa koyucuları ve uygulayıcılarında tık yok! Duyarlı olanlar ise susturulmuş, sindirilmiş…
Adam elinde benzin bidonuyla Atatürk büstüne yakın bir yerden yakıyor Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Evini! Kaçıyor sonra. Devlet ricalinden en küçük bir taziye mesajı yok maalesef.
Yirmi dört saat geçmeden yakalanan on sekiz yaş altı beş kişinin Cem Küçük’ün evine silahlı saldırısından sonra ise devlet ricali geçmiş olsun deme yarışına giriveriyor. Neden? Çünkü Cem Küçük Yandaş medyada görevli bir gazeteci de ondan.
Devleti idare edenlerin insanlar arasında ayrım yapması pek yakışık almıyor doğrusu. Ozanın şiirinden de anladığımız, bugün de durum o eski devirlerden farklı değil. Ülkeyi bölmek, parçalamak, ülke insanlarını birbirine kırdırmak isteyen zalim güçler bu gün de ipleri ellerinde tutuyor.
Bize, alelacele hazırlanıp dayatılan, içeriğinin hiç tartışılmadığı anayasa maddeleri, Tek adam yönetimine ülkenin bütün anahtarlarını teslim ediyor. Peki, nedir bu anahtarlar?
Yargı Anahtarı, Yürütme Anahtarı, Yasama Anahtarı, Ekonomi Anahtarı, Eğitim Anahtarı, Ordunun ve Güvenlik güçlerinin Anahtarı… Daha sayayım mı?
Göre göre evet mi diyeceğiz, ben HAYIR diyorum böyle bir Anayasa referandumunda…