Advert
Advert
Advert
RUHUMDA SIZI

RUHUMDA SIZI

Bu içerik 2713 kez okundu.

 Bu nasıl bir derttir dermanı yoktur

Bedenimde değil ruhumda sızı

Görünmez bir yara acısı çoktur

Bedenimde değil ruhumda sızı

Oy oy ruhumda sızı

 

Kurşunsuz, hançersiz kansız bir yara

Hiçbir tabip buna bulamaz çara

Keşke Mansur gibi çekseler dara

Bedenimde değil ruhumda sızı

Oy oy ruhumda sızı

 

Doktoru lokmanı yok, ilacı yok

Görünmez göz ile hiçbir izi yok

Saplandı sineme görünmez bir ok

Bedenimde değil ruhumda sızı

Oy oy ruhumda sızı

 

İdelerim nemli kan ağlar gözüm

Ruhum yara aldı sızlıyor özüm

Bu halimden vakıf tek cura sazım

Bedenimde değil ruhumda sızı

Oy oy ruhumda sızı

 

Yeter Nesimi bu feryadım yeter

Biliyom, yanıyom

Kerem’den beter

Her ah eyledikçe dumanım tüter

Bedenimde değil ruhumda sızı

Oy oy ruhumda sızı
                                               NESİMİ
 

    Sözleriyle, ezgisiyle Anadolu insanının garipliğini, mahzunluğunu yansıtan halk türkülerimiz, doğrudan söyleyemediğimiz duygularımızı anlamlandırmada bulunmaz bir kaynaktır yazılarımıza. Benim düşüncelerime, duygularıma ortak olan ozanlarımızdan biri de Nesimi…

    Yakın tarihimizin usta ozanlarından Nesimi, tıpkı yüzyıllar öncesinin halk ozanları gibi gerçekleri yıllar öncesinden görüp geleceğe ışık tutan sanatçılarımızdan sadece biriydi Dizeleri dikkatlice okunduğunda aslında kitaplar dolusu dillendirilebilecek sorunları sözcüklere derin anlamlar sığdırıp  şiirine yansıtabilmiştir.

     O ve onun gibi olan toplumcu şairlerden, yazarlardan, aydınlardan korkan karanlık güçler çareyi bir şekilde onları katletmekte bulmuşlardır. Kısmen de başarılı olmuşlardır o karanlık zihniyetlerini uygulamada.

     Abdi İpekçi’yi, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Uğur Mum-cu’yu, Bedrettin Cömert’i, Sabahattin Ali’yi, Bahriye Üçok’u katledenler, bugünlerde daha başka çareler buldular kendilerine. “Dokunma yanarsın” diyen Ahmet Şık örneğindeki gibi daha eseri piyasaya sunulmadan tıkarsın adamı içeri, derdini anlatıncaya kadar akla karayı seçer. Günümüzde onun gibi içerde olan yüzlerce düşünce insanımız var.

    Ne çabuk unuttuk, “Hayır” demenin yasak olduğunu!

    Ne çabuk unuttuk Her Şey Çok Güzel Olacak demenin yasak olduğunu!

    Kişisel çıkarlarına ters gelen her tür düşünceyi dillendirmeyi yasak eden iktidar, zorda kalınca yüz seksen derece ters dönmeyi bir alışkanlık haline getirdi. Aslında kendileri de biliyor bizim ulusumuza yaraşan düzenin demokrasi olduğunu. Parlamenter sistem olduğunu. Ama işlerine gelmiyor sanırım. Şimdilerde açıkça dillendirmeye başladılar Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını. Yeniden parlamenter sisteme dönme gerekliliğini. En azından meclisin güçlendirilmesini seslendiriyorlar.

    Gelecek çok konuda ülke insanlarını şaşırtacak çarelere gebe. Eğer bu bunalımlardan çıkılmak isteniyorsa, ulusun birlik ve beraberliğine en önce yer verme gerekliliği bir kez daha çıktı ortaya…

           

           

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR