Anımsar mısınız bir iki ay önce başladı belediye taşınmazlarını satmaya. Şehrin göbeğinden, Eski terminal alnından ve Ankara asfaltı üzerinden taşınmazlarını sattı. Biz de sorduk o paraları ne yaptın diye, verilen yanıt bankaya yatırdım olmuştu. Anladık ki sonradan, Pazaryeri çok katlı otopark projesi kapsamında değerlendirilmiş o paralar. Pekâlâ, yetecek mi? Hiç sanmam...

   Hummalı bir çalışma içinde belediye ve belediye ihalelerini alan firmalar. Ayrıca da elektrik işletmesi! Özellikle birçok caddede elektrik hatlarını yer altına almak için çaba sarf ediyor. İş bitince herhalde o müthiş tel kirliliğinden de kurtulacağız. Mühim iş bence…

   Alt yapı çalışmaları devam ettikçe Devrek meydanları harabeye dönüyor. Sel - su, toz – toprak içinde kalıyor her yan. Ve doğal olarak da belediyenin diğer hizmetleri de aksıyor…

   Ticaret odası karşısındaki boş alana stantlar kuruldu. Ve kurulan stantlar, ihale ile satıldı esnaflara. Geçen yıl küçük ücretlerle esnafa verilen stantlarda bu yıl akıl almaz derecede yüksek fiyatlar görüldü. Neredeyse yirmi beş bin lirayı gören fiyatlara çıkıldı ihalede. Bu durum, esnafımızın da ne kadar içler acısı bir durumda olduğunun göstergesi değil mi? Belki şu yaz döneminde biraz para kazanırım şehrimize gelen gurbetçilerimizden umuduyla yüklendiler stantlara! İşleri gerçekten zor…

   Heyelan belli ki devam ediyor. Çünkü o alanla ilgili hiçbir ileri adım atılmadı şimdiye dek. Ya da atıldı da biz bilmiyoruz. Bir iki parlak sözler, mağdurlara ödenen çok cüz’i kiralar… Hepsi o kadar! Oysa iktidar gücünü de arkasına alanların, heyelan mağdurlarının sorunlarına çoktan bir çözüm bulmuşlardı. Hani savaştan kaçan mültecilere buldukları gibi! Şimdi heyelan mağdurlarının bir kısmı dernek kurmuş. Dernek çatısı altında mağduriyetlerini dillendirme çabasındalar. Fakat öyle bir çaba da görülmüyor ortalarda! Heyelan olalı bir yılı aştı aşacak, her şey aynı tas, aynı hamam gidiyor…