Advert
Advert
Advert
LAF OLA BERİ, GELE!

LAF OLA BERİ, GELE!

Bu içerik 2318 kez okundu.

   Bir memleket düşünün ki, o memleketi idare eden hükümetin başı, insan sağlığı ile birinci derecede ilgili olan hastaneler için, “Kadınlar Hamamı” sözünü etsin! Doğru mu bilmem ama böyle bir memleket tam da bizim memleket!

   Sosyal medyada, bizim memleketin başbakanının ettiği sözler dolaşıp duruyor. Ve benim, bu memleketin kadınlarına yapılan bu hakarete üzülmekten başka, üzüntümü dile getirmekten başka br şey gelmiyor elimden! Çünkü biz, fazlasıyla hak ettik bunu!

   Umarım yanlış anlaşılmıştır. Ve umarım bu memleketin hükümetinin başı o sözleri ettiyse eğer, tez zamanda özür diler bu memleketin kadınlarından…

           

                                                                      YURTTAŞLIK MESELESİ!

    Günlerdir ülke gündemindeki baş sıradaki yerini koruyor şu Suriyeli mültecilerin Türk vatandaşlığına alınması konusu. Ve ülkemiz insanlarının kafasına olduğu gibi, benim de her gün kafama çelişkiler yumağı yükleniyor doğrusu…

    Onlar da insan diyorum. Onların da çiçekler içinde güzel bir ülkenin yurttaşı olarak musmutlu yaşamaya hakları var! Nasıl futbol takımlarımız, aldıkları süper oyuncuları Türk vatandaşlığına geçirebiliyorsa, ülkemizdeki mültecilerin de böyle hakları olmalı elbet…

    Oysa kazın ayağı hiç de öyle değil! Bir kere ülkemizdeki sığınmacılar, kendi ülkelerindeki savaştan kaçıyor. Yurttaşları rahat yaşayacakları bir rejim için can verirken, onlar korkup kaçmışlar memleketlerinden. Böylesi bir durum bizim memlekette olsa, vatan haini deriz kaçanlara! Şimdi şu soru geliyor aklıma:

    Kadını, çoluğu çocuğu anladık da bari eli silah tutanlar olsun memleketlerinin huzur ve refahı için mücadele etselerdi. Kaçmasalardı değil mi?

    Hükümet yetkililerinden ve cumhurbaşkanından değişik açıklamalar geliyor. Cumhurbaşkanı, Suriyeli kardeşlerimizin tümü için yurttaşlık sözü verirken hükümet yetkilileri mültecilerin kalifiyeli olanlarının vatandaşlığa kabul edileceklerini söylüyor. Peki nereden anlayacağız onların doktor, öğretmen, mühendis vesaire mesleklere mensup olduklarını?

   Memleketlerinden kaçarken diplomalarını getirememişlerse ne olacak? Ha bir de beraber okuduk, aynı sınıftaydık diyenleri de yoksa! Gerçi bizim memlekette diploma şe yaramıyor ki nasılsa! Doktordan çok üfürükçüye inanıyor millet. Anımsar mısınız bilmem. Bizde de bir üfürükçü topal Ahmet vardı…

                                                                                       YOK ARTIK

    Geçen gün çay ocağında arkadaşlarla sohbet ederken, yan masalardan biri yanındakilere köye İŞKUR tarafından geçici imam olarak görevlendirildiğini ballandıra ballandıra anlatıyor ve devamında da iki bin yedi yüz lira maaş alacağından söz ediyordu! Gülsem mi ağlasam mı bilemedim o anda. Altı ay ya da daha az bir sürede görev yapacak o atanan imam, sonra da işine son verilecek. Yani bir parmak kaymak sürmüşler balladıkları ekmek diliminin üstüne yetkililer. Ama o imamın sonraki akıbetinden haberi yok! Yılın diğer yarısında açlığa yine talim… Ama seviniyor garibim! Hiç değilse bir süreliğine de olsa günü kurtarmanın sevinci okunuyor yüzünden…

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM