Advert
Advert
Advert
KALKIŞ(MA)

KALKIŞ(MA)

Bu içerik 2078 kez okundu.

  12 Eylül 1980! Sabaha karşı, herkes mışıl mışıl uyuyup türlü rüyalar görürken hükümet yetkilileri, devlet yetkilileri bir bir alındı evlerinden. Öylece, don gömlek… Ve Evren paşa ve maiyetindeki ordu komutanları, devletin kanalına çıkarak ülke yönetimine el koyduklarını bir bir anlattılar. TV’de asker, marşla çalındı. Her taraf askerle kuşatıldı. Sıkıyönetim ilan edildi…

  15 Temmuz 2016! Akşam saat dokuz – on dolayları. Boğazda köprüler tutuluyor ilkin. Tanklar köprüden çıkışlara izin vermiyor. Sonra sosyal medyada darbe söylentileri… Sonra  televizyon - haber kanallarından hem de görüntülü darbe girişimi haberleri. Sonra devletin televizyonundan Ordunun yönetime el koyduğu haberi ve TRT spikeri tarafından yapılan açıklamalar…

   Başbakan çıkıyor, asker içinde bazı grupların darbe girişiminde bulunduklarını, halkın buna itibar etmemesi gerektiğini açıklıyor. İlerleyen saatlerde Cumhurbaşkanı, darbe girişiminin paralel yapı tarafından yapıldığını açıklıyor ve halkı meydanlara çağırıyor. Sonrası malum!

   Şimdiye kadar askeri darbeler hep millet uykudayken yapılmıştı. Bu seferki darbe girişimi biraz acemice oldu. Girişimciler, ellerine yüzlerine bulaştırdılar sanki…

   Darbe girişimi kimden ve nasıl gelirse gelsin, ülke rejimine karşı yapılan çok çirkin bir hareket. Ve bu hareketten milletin zarar gördüğü – göreceği de muhakkak! Nitekim daha duyulduğu ilk andan itibaren paniğe kapılanlar bankamatiklere koştular. Çekebildiği kadar paralarını çektiler. Marketlerde ne var ne yok alıp evlerine depo yaptılar. Dolar üç lirayı aşıverdi birden. Ve sokağa çıkanlar… AKP’lilerdi kuşkusuz. Çünkü ayan beyan belliydi kalkışmanın AKP’ye karşı yapıldığı. Asker – polis – MİT üçgeninde mücadele kanlı oldu. Bir de Meclisin ve Cumhurbaşkanının kaldığı otelin bombalanması… Böyle bir darbe girişimi ilk kez görüldü memlekette. Asker, sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirttiği Atatürk’ün kurduğu meclisi bombalar mı?

   Aradan üç gün geçti. Kalkışmacılar bir bir gözaltına alındı. Meydanlara çıkan halk, askerleri linç girişimlerinde bulundu. Ülkenin dört bir yanından komutanların gözaltına alındıkları, emniyet yetkililerinin gözaltına alındıkları, Hakim ve savcıların gözaltına alındıkları haberleri televizyonun birinci haberi olarak yer aldı. Sosyal medya kalkışma haberleri ve görüntüleriyle çalkalandı…

   Ama hiçbirimiz sorgulamadı kalkışmanın zamanını ve şeklini. Hiçbirimizin aklına, TRT ve CNN TÜRK kanalının dışındaki kanallara neden asker el koymadı? Diğer kanallar neden filimlerini oynatmaya, dizilerini oynatmaya, penguen masalları anlatmaya neden devam ettiler diye düşünmedik hiç!

   Ve, Cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet yetkilileri nasıl bu kadar rahat hareket edebildiler? Onu da düşünmedik!

   Korkunç olan ne biliyor musunuz?

   Bu memlekette artık askerimizin de cürmü kadar hükmü yok! Hele halkın onları linç etme girişimi, askere lanet okuma girişimlerini görünce…

   Korkunç olan, bir milletin ordusuyla karşı karşıya gelmesidir. Bu da o milletin tarih sahnesinden silinmesi anlamına gelir. Bizi sırat köprüsüne getirmek isteyenlere dikkat edelim lütfen!

   CHP, hiçbir zaman darbecilerden yana tavır almadı şimdiye dek. Bu kez de kalkışmacılardan yana olmadığını açık yüreklilikle dile getirdi Kılıçdaroğlu… Ve ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara ve bundan siyasi rant elde etmeye kalkışanlara karşı uyanık olmamız gerektiğini vurguladı. Diyanet İşleri başkanına yönelttiği soru ise geçiştiriliverdi nedense! Kafası kesilen asker konusunda bir açıklama istemişti Kılıçdaroğlu. Hatta milleti sükûnete davet etmesini de…

   İster doğrudan askerden, isterse adına paralel diyenlerden gelsin her tür darbeye hayır diyoruz!

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR