Advert
Advert
Advert
                SİNOP GÜNLÜĞÜ – 4

SİNOP GÜNLÜĞÜ – 4

Bu içerik 2405 kez okundu.

    Yine bir Sabahattin Ali şiiriyle başlamak istiyorum yazıma:

“…

Sinop Kalesi’nden düştü denize,

Tam üç gün üç gece göründü Rize.

Karşıki dağlardan gel oldu bize,

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz…

 

Bir yanımı sardı müfreze kolu,

Bir yanımı sardı Varilcioğlu        

Beş yüz atlı le kestiler yolu,

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz.”

 

   Sonu hüzünle biten bir öykünün türküsü olmuş bir şiir bu. Şiirde geçen Sinop Kalesi!

   Kale Milattan önceki yüzyıllarda yapılmış. Sayısız onarımlar görmüş. Sayısız uygarlıkların koruyuculuğunu üstlenmiş. Her yapılan savaşta böğrüne böğrüne yemiş bombaları. Bana mısın dememiş ama. Dimdik ayakta. Tarih öncesinden bugünlere bir esinti getiriyor Gündoğusu, Karayel… V adını Sinop’ta yaşayanların bildiği çeşit çeşit rüzgarlarıyla. Yarım adanın en dar kısmından başlayarak kuşatıyor şehri kale. Kimi yerlerde yüksekliği otuz metreyi geçiyor. Kalınlık ise üç metre…

   Kale Yazısı’nda o ünlü cezaevini içine alıyor. Böylece cezaevi iki kez koruma altına alınıyor. Oradan kaçmak olanaksız hale geliyor böylece. Eskiden denizle surlar iç içeydi. O meşhur şiirinde Sabahattin Ali: “Dışarda deli dalgalar – Gelir duvarları yalar – Seni bu sesler oyalar – Aldırma gönül aldırma” dememiş miydi?

   Kale UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış.Yapılışını ta Hititler zamanına götüren açıklamalar da yapmış bazı tarihçiler. Ama kesinlik kazanmamış elbette. Oma, Bizans ve Anadolu Selçukluları dönemlerinde harap olan kısımları onarılmış kale bugün bütün ihtişamı ile Sinop’a gelenleri karşılamakta. Hem de elinde feneri Diyojen’le birlikte…

   Temmuz sıcaklarını geride bıraktık Sinop’ta. Şimdi ağustos sıcakları var önümüzde. Hem de belki yüzyıldan fazladır görülmemiş sıcaklar… Bu sıcaklara bir de ülkede yaşananlar eklenince gerçekten insan oldukça bunalıyor. Huzursuz oluyor.

   Çok değil daha bir ay öncesinde iğne atsan yere değmeyecek kalabalıktaki Sinop’tan geriye bomboş sokaklar kaldı adeta. Şehre gelenler birden bire terk ettiler. Şimdi şehir, kendi yağıyla kavrulmanın derdinde artık… Eskiden birçok fabrikası vardı. Şişe Cam – SÖKSA ilk aklıma geliverenler. Şimdi yerlerinde yeller esiyor. İşsizlik her yerde olduğu gibi Sinoplularında canını yakıyor. Yaz turizminin nadide kenti Sinop, nükleer santral yapılacak telaşıyla artık o eski cıvıl cıvıl günlerini terk etmiş. İnsanların yüzü soluk… Çok değil daha iki yıl önce ülkenin en mutlu şehri seçilmişti Sinop.

   Ya şimdi?    

 

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
CHP İLÇE BAŞKANI DİKENLİ: ULUPINAR ARTIK KENDİNE GEL
CHP İLÇE BAŞKANI DİKENLİ: ULUPINAR ARTIK KENDİNE GEL