Çok bilinen bir halk bilmecesi yazımın başlığı… Nasıl yanıtlasanız ikna edemezsiniz karşınızdakini. Çünkü verilen iki yanıt da doğrudur. Doğru beraberinde diğer sorusunu da getiriverir vesselam!

   Paralel yapılanma deniyor ya, bu yapılanmanın daha ileri aşaması FETÖ oldu. On yıllardır işler iç içe tıkırında yürürken son birkaç yıldır paralelin diğer çizgisi yanıltıldığının farkına vardı birdenbire. Hatta aldatıldığının…

   Devasa yapılanmanın o gizli niyetlerini sadece “aldatıldık” diyerek açıklamak, işin içinden sıyrılmak ne kadar doğru?

   Devletin en mühim kurumlarına yerleştirilirken hangi liyakatla, hangi yetenekle göreve getirilmişlerdi?

   Görev yaptıkları yerlerdeki o gizli çalışmaları hiç mi fark edilmemişti şimdiye kadar?

   Sadece ülkemizde değil, dünyanın bütün mazlum memleketlerinde okul açıyor? Hatta devlet-i Âlimiz, açılan bu okullara memleketimizden cemaate mensup öğretmenler atıyor. Bu öğretmenler atanırken hiç mi şöyle bir güvenlik soruşturması yapılmadı?

    Ya o cemaate yakın tv kanalları?

    Ya kaset kaset elden ele dolaşan cemaatin başının kasetleri, kitapları… <Bunları basanların, yayanların hiç mi farkına varılmadı?

    Asker içine girdikleri on yıllardır bilinen bu zatlarla ilgili neden daha başlangıçta işlem yapılmadı?

    Sorular o kadar çok ki!

    Mesela iktidar partisi içindeki cemaate yakın vekiller! Onlara neden dokunulmuyor?

    Toz kondurmuyorlardı Fethullah Efendiye. Ağızlarından bir muhterem sözü çıkıyor, sanırsınız peygamber değerinde o adam! Ona övgü düzenlerden şimdi bakan olanlar da var. Hem de en mühim bakanlardan… Onlar, pişmanlık dilekçesi mi verdiler partinin en üst liderine?

    Ya açığa alınan, görevden alınan on binlerce insan? Onlar da pişmanlık dilekçesi verirlerse?

    Darbe nereden gelirse gelsin ülkemiz adına kara bir leke! Bu kara lekeden millet ve duyarlı silahlı güçler sayesinde kurtulduk. Ve millet, özlemini duyduğumuz birlik ve beraberliğini gösterdi bir aya yakındır. Siyasi ayrımcılık ikinci plana atıldı. Sağcısı, solcusu, ülkenin tüm insanları demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıktılar, çıkmaya da devam ediyorlar meydanlarda!

     Bu belki de Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana ilk kez ortaya çıkan bir durum! Bu durumu ülkemizi demokrasinin en üst düzeyine, cumhuriyetin çağdaş değerlerine ulaşabilmek için bir şans olarak görmeliyiz bence. Ve bu şansı meydanlarda yakaladık. Şimdi sıra mecliste… Ülkemize yaraşır politikalar üreterek bilimde, sanatta, eğitimde, kültürde, çağdaş uygarlık düzeyine uygun adımların atılmasını bekliyoruz. Artık şu ülkemizi karanlıklara götüren köhnemiş zihniyetlerden kurtulma vakti…