Çok partili yaşama geçtiğimizden bu yana CHP tek başına iktidar olamadı. Bir kez koalisyon hükümetine katıldı. Sonra…
Sosyal demokrasi anlayışında olan siyasi partilere toplum nedense vize vermedi hiç. Çoğu yüzde on barajını aşamadı. CHP ise hep yüzde yirmi beşler diliminde kaldı. Bir kez olsun yüzde otuza ulaşamadı. Bence CHP oturup bu durumu bir iyice gözden geçirmeli. Gerçi bunun nedeni ayan beyan belli ama bir kez de partinin yetkili kurullarınca ele alınmalı. Sonra elde edilen bulgular çerçevesinde partinin değişimi, dönüşümü konusunda parti tabanıyla birlikte hareket etmeli…
Parti içi referandum yapılabilir örneğin. Hazırlanan programlar, projeler, parti üyelerinin onayına sunulabilir. Böylece partililerin de sorumlulukları arttırılmış olur. Elbette bu konuda önce tüm partililerin eğitimi gerekir. Partinin örgütlü olduğu her yerde üyesinden yönetimine herkesin parti tüzüğünü, partinin vizyonunu, misyonunu bir güzel bilmesi için yapılmalı bu eğitimler. Sonra tüm üyelerin beynine, CHP’nin bu ülkenin demiri, çimentosu, çakılı, harcı olduğu gerçeği yerleştirilmeli…
Umutsuzluk insanı karamsarlığa götürür hep. Karamsarlık da ardı sıra başarısızlığı, çöküntüyü, giderek yıkımı getirir. Nice partiler bu nedenle tarihin derinliklerine gömülmediler mi?
Sol anlayışa en büyük darbe on iki eylülle birlikte vuruldu. Darbeci generallerin ilk işiydi bu. Solcuları yakalamak, onlara işkence etmek… Sol anlayışta bütün oluşumları kapatmakla başladılar ilkin. Solcuları perişan ettiler. Darbeden sonra hazırlanan Anayasa ile birlikte darbeci başı kendini cumhurbaşkanı seçtirdi. Sonrasında sivil yaşam… Kurulan partiler içinde sosyal demokrat olan Halkçı Parti’yi, Sosyal Demokrat Halkçı Partiyi tarihe gömdüler. Başka sol partiler hiç barınamadı getirilen seçim sistemiyle. Baraj altında kalıp yok olup gittiler. Sağda din temelli siyaset güden partiye yasa izin vermedi. Yoksa seçmenden kaynaklanan bir sorun olmadı hiç!
Gelinen noktada CHP, yüzde yirmi beş oy oranıyla direniyor. Hem laik, demokratik düzene karşı olanlara, hem de ülke düzenini temelli yok etmek isteyenlere karşı.
Türkiye’nin birleştirici gücüyüm diyor,
Varlık içinde, birlik içinde, özgür biçimde diyor,
Önce insan, önce birlik, önce Türkiye diyor…
Ekonomi politikalarıyla, eğitim politikalarıyla, sağlık politikalarıyla, işsizliğe çözüm projeleriyle, ülke gelirlerinin her yurttaşa eşit paylaşım projeleriyle önümüzdeki seçimlerde de iktidarın tek alternatifi olduğunu söylüyor…
Olağanüstü hal uygulamalarına sığınan iktidarsa seçimleri ötelemek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Bin bir bahaneyle seçimleri erteleyip iktidar nimetlerinden ne kadar yararlanabilirsek o kadar iyi diye düşünüyor herhalde!
