Çok memleketler gezdim
Neler gördüm görmedim
Şu kocaman dünyada
Senin gibi görmedim.
Böyle bir yar istemem
İstesem de istemem
Güller bitti dilimde
Nasıl diyeyim bilmem.
Estarabim,estarabim
Sağdan soldan estarabim.
Ateş olmayan yerde
Duman tütmezmiş derler
Zaman zaman halini
Bir görseler gülerler.
Böyle bir yar istemem
İstesem de istemem
Güller bitti dilimde
Nasıl diyeyim bilmem
Estarabim,estarabim
Sağdan soldan estarabim.
Böyle bir yar istemem
İstesem de istemem
Güller bitti dilimde
Estarabim,estarabim
Sağdan soldan estarabim.
Estarabim,estarabim
Sağdan soldan estarabim.
Bir Erkin Koray şarkısı yukarıdaki şiir… Yıllar yıllar öncesinin, gençliğimizin pek beğenilen şarkısı… Sözleri dikkatle okunduğunda tek yanlı sevdanın kişiyi nasıl da çok olumsuz etkilediği ortaya çıkar. Fakat şair, içinde bulunduğu bu olumsuz ortamı sözüm ona umursamaz görünmektedir. Oysa kazın ayağı hiç de öyle değildir elbette…
Türkülerimizde, şarkılarımızda hep böyle ya tek taraflı, ya da türlü nedenlerle kavuşamayan sevdalıların öyküleri vardır hep. Sonunda ayrılık vardır. Acı vardır. Ölüm vardır…
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Ve Ahmet Arif’in şiirinde anlam bulur sevda. Bu sevda sanki bir kadınla erkeğin arasındaki sevgi değildir kimilerine göre. Bu sevda, kişinin duygularında ve düşüncelerinde kendine çizdiği yoldur. Bu sevda, özgürlük tutkusudur. Bu sevda, Anadolu aşkıdır, memleket sevdasıdır. Bu sevda uğruna can verilecek tüm kutsal değerlerin sevdasıdır…
Ve sanırım Ahmet Arif, kendisini terk etmeyen sevdasının esiri olarak yatmıştır zindanlarda onca yıl…