Omuzumda sevda yükü
Yollarda seni aradım
Beste beste türkü türkü
Tellerde seni aradım
Girdim yeşilden sarıya
Sordum ölüye diriye
Çiçeği verdim arıya
Ballarda seni aradım
Ask yalımı girdi cana
Gönlüm döndü gülistana
Gece gündüz yana yana
Küllerde seni aradım
Yorulup demedim yeter
Hasretin gözümde tüter
Kerem'den Mecnun'dan beter
Çöllerde seni aradım
Bahçem çiçek bağım gazel
Birleşir ebetle ezel
Ayırmadım çirkin güzel
Kullarda seni aradım…
Bir Abdürrahim Karakoç şiiri Sevda Yükü. İnsan olduğumuzun bire bir işareti değil mi sevda?
Sevginin olağanüstü bir biçimde anlamlandığı söz! İnsanın insana, insanın doğaya, börtü böceğe; güneşe, aya, yıldızlara, doğup büyüdüğü topraklara, ekmeğini yediği ülkesine olan tutkusu, bağı değil mi?
Karacaoğlan’da güzele, Yunus’ta Yaradan’a, Pir Sultan’da doğruluğa, hakka, hukuka olan bağlılık gibi sevda!
Kimi zaman türkülerde, manilerde, halk oyunlarında anlamını bulur. Kimi zaman bire bir yaşanır yüreklerde. Kimi zaman kavuşamayanların gönlünde Kara Sevda olup çıkıverir… Verem eder insanı… Kimi zaman musmutlu elbette…
Sevda, paylaşmaktır bir anlamda da… Yârin dudağından gayrısını paylaşmak. Böyle olursa yaşanır birlik içinde, varlık içinde, özgür biçimde.
Sevda karşılık beklemez asla! Yine de karşılık bulunca anlamlanır…
Bir şafaktan bir şafağa,
Bir akşamdan bir akşama,
Merhaba demeden daha,
Bu gitmeler gitme değil.
Eğil salkım söğüt eğil,
Bu benimki sevda değil.
Eğil yağmur rüzgâr eğil,
Bu benimki sevda değil
Sevgiyle kalın, sevgiyle yaşayın. Yüreğinizde sevda eksilmesin hiç…