Advert
Advert
Advert
ANA DOLAR!

ANA DOLAR!

Bu içerik 1902 kez okundu.

    Bir yastık altı muhabbeti başladı bir haftadır. Yükselen dolar fiyatlarını aşağı çekmenin çaresi bulunuverdi böylece. Oysa doların alaşağı edilmesinde var olan doları bozdurmak değil, üreten, ürettiğini ihraç eden bir ülke olabilmek değil midir?

    Üreten biz olacağız, ürettiklerimizi tüketen de biz olacağız. Fazlasını da dışarıya pazarlamanın yollarını arayacağız. Bu konuda bir ülke seferberliği yapmak gerekirken hali hazırdaki dolarları TL’ye çevirme çabaları sorunu çözer mi?

    Otuz yılı aşkın devlet memurluğundan sonra emekli olan benim kırtılı kuruş dolarım yok. Aldığım maaşla ay sonunu zor getiriyorum. Peki asgari ücretleçalışanlar, küçük esnaflar, hangi doları bulup da bozduracaklar tanrı aşkına?

    Oysa bu memlekette, bırakın yastık altını, neredeyse odalar dolusu dolarları olanların sayısı hiç de az değil. O tırlar dolusu dolarlarını bozdursalar ülke ekonomisi ne kadar düzelir? Hesap uzmanlarına sormak gerekir.

    Ben yine sözümün arkasındayım. Ülke ekonomisini canlandırmanın yolu üretmekten geçer. Tarımda, hayvancılıkta dış bağımlılıktan kurtulmak gerek. Öylesine tembelleştirildik ki artık etini yediğimiz hayvanları bile ithal ediyoruz. Az angus yemedik bu zamana kadar! Ya buğday? Tarlalar yıllar yılı nadasa bırakıldı. Bir zamanlar tonlarca buğdayı dışarıya satarken şimdi biz ithal eder olduk. Tabi bunlar için de milyonlarca dolar harcıyoruz.

    Devletin hizmetine sunulan uçaklar ve o uçaklara ödenen dolarlar! Son olarak alınan ikinci el uçağa ödenen neredeyse yüz milyon dolara yakın para! Güler misin ağlar mısın?

    Halka verir talkını, kendisi yutar salkımı misali. Zavallı halkın yastık altı paralarına kaldıysa bu millet, vay halimize vay!

    Kara kış koşar adım geldi memleketin dört bir yanına. Gelir gelmez de dondurmaya başladı memleketi. Hani bazı yerlerde bıyıklar bile buz tuttu, damdan dama atlayan kedi havada donup asılı kaldı desek abartmış olmayız. Petrol fiyatlarının fahiş artması, doğal olarak yaşamın her alanına yansıdı. Alım gücü düştükçe de vatandaş bir türlü ısınamaz hale geldi. Çünkü kanı dondu vatandaşın.

    Şimdi memleketin içinde bulunduğu zor koşullardan kurtulmanın yolu artık siyaseten çıkar peşinde koşanların ardından gitmek değildir. Öyle günü kurtaran önlemlerle de memleket huzur ve refaha kavuşmuyor. Şöyle kalıcı, ileriye dönük ekonomik önlemlerle yola çıkmamız gerekir. Devletin başındakiler, kuyuda su bitti.    Tulumba artık su çekmez oldu diyor. Yahu kuyuda su bitmez. Aslolan, kuyudan suyu çıkaracak teknolojiye sahip olmaktır. Dahası iç ve dış siyasette tutarlı olmaktır. Ekonomi – siyaset arasındaki ilişkileri sağlamlaştırmaktır. Dışarıda güven veren bir ülke olmaktır. Başımızdaki terör belasından bir an önce kurtulmaktır. Barışı sadece memleketindahilinde değil tüm dünya için savunmaktır… Hoş görülü olmaktır. Hapishane değil, eğitim kurumları inşa etmektir. Kuşkusuz kaliteli, çağdaş, laik bir eğitim sistemi ile ülke huzur ve refaha kavuşur değil mi?

 

            

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
ŞAİR VE YAZARLAR SAFRANBOLU’DA BULUŞTU
  2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR
2 AY İÇİNDE HİZMETE GİRMESİ PLANLANIYOR