Dağlarda öfkeli başım,
Serhatta hep akşam oluyor.
Nasipsiz kıştan mı?
Yağmurdan mı yoksa aşktan mı?
Ağladıkça ağladıkça, dağlarımız yeşerecek
Görecek göreceksin, ağladıkça ağladıkça
Geceyi tutacağız, görecek göreceksin
Ağladıkça ağladıkça güneşi tutacağız
Görecek göreceksin
İlkyazda bitti telaşım
Alnımda hep kavga duruyor
Vakitsiz hırstan mı?
Bahardan mı yoksa aşktan mı?
Ağladıkça ağladıkça, bozkırlar yeşerecek
Görecek göreceksin, ağladıkça ağladıkça
Güneşi tutacağız, görecek göreceksin…
Son günlerde yaşadıklarımız.
Beşiktaş’ta katliam,
Kayseri’de katliam,
Ankara’da büyükelçinin hunharca katli…
Daha ne kadar gözyaşı dökülecek bu memlekette?
Daha ne kadar ağlayacak analar, babalar, evlatlar?
Daha ne kadar korkacağız; yüreğimiz daralacak acıdan?
Daha ne kadar üzüleceğiz?
Bir olmak, birlik olmak varken, bir arada güzel ve güneşli günler içinde yaşamak varken bu puslu, kara bulutlar içinde yaşamak niye?
Belli ki birileri güzelim ülkemizin parsel parsel eylenmesine çalışıyor. Belli ki içimizden birileri de bu birilerine çanak tutuyor çıkarının ne olduğunu bilmeden.
Bizi bölmeye çalışanlar, parçalamaya çalışanlar, dış güçlerin de yardımıyla ilmik ilmik başarıyor bunu…
Baksanıza daha dün mecliste, yani anayasa ile ilgili görüşlerini açıklayan CHP’li vekile, AKP’li vekillerin sırasından doğru “Siz daha çok hürriyet dileneceksiniz bizden!” gibi akıl almaz sözler edilebiliyor ne yazık ki!
Oysa kürsüdeki vekil o sırada dikta rejimlerinin ne kötü, ne menen şey olduğunu yansıtıyordu. Kulluk, kölelik rejimlerinin toplumlara nasıl baskılar yaptıklarından bahsediyordu. Yeni anayasada yerini alan Cumhurbaşkanlığı sisteminin de bir baskı ve tek adamlık rejimi olduğunu söylüyordu!
Şimdi AKP’li vekile sözüm:
Keşke siz de kürsüye çıkıp CHP’li vekilin anlattıklarını çürütecek fikirlerinizi dile getirseydiniz?
Mecliste bu yaşananları görünce gerçekten insanın bir kişi tarafından yönlendirilen emir kullarıyla yönetilmenin ne kötü sonuçları olacağına dair fazlaca kafa yormasına gerek olmadığını anlayıverdim…
Önce çektir, sonra çöktür benzeri günler yaşıyoruz bu günlerde. Ölümü gösterip sıtmaya razı olmaya zorlanıyor millet!
PKK ile IŞID ile FETÖ ile mücadele…
Bir iç savaşın ortasında gibiyiz. Bir türlü önünü, ardını kesemedik terörün. Ve bundan millet zararlı çıkıyor hep. Çünkü onca insanımız can veriyor, sorumluları orta yerlerde fink atıyor. Fail bir şekilde yok ediliyor ama fiilin müsebbipleri içimizde ne yazık ki?
Adam terör konusunda istediğiniz desteği vermeye hazırım diyor, karşı taraf adamı teröre destek vermekle suçluyor!
Ne de olsa Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız değil mi?