Memleketimizde ne kadar parti var doğrusu bilemiyorum. Bilinen, televizyonlarda boy gösteren partiler sadece. Bunların sayısı da mecliste grubu bulunanlarla sınırlı… Oysa meclise giremeyen o kadar çok parti var ki!
Bir de mecliste grubu, adı olsun diye partilere geçiş yapan milletvekilleri vardı eskiden. Partisinden istifa eder, dışarıdan bir partiye geçerek o partinin adının mecliste yer almasını sağlarlardı. Çoktandır görülmeyen bu durum İYİ PARTİ ile yeniden gündeme geldi. Meral Akşener, MHP’den partisine geçen vekillerle meclisteki yerini alıverdi. Böylece de meclisteki parti sayısı beşe çıktı.
AKP lideri ile CHP lidertıri arasındaki söz düellosu bugünlerde yerini sessizliğe bırakır gibi oldu. AKP kongrelerinde yapılan konuşmalarla eleştirilir hale geldi Kılıçdaroğlu. Oysa Kılıçdaroğlu AKP liderine hodri meydan demişti. İstediğin TV kanalında gündeme ait konuları senin belirlediğin gazetecilerin sorularıyla tartışalım demişti. AKP lideri ne yazık ki buna sıcak bakmadı. Bir türlü Kılıçdaroğlu ile TV kanallarında tartışmaya yanaşmadı. Bu bana hariçten gazel okumak kolay sözünü anımsatıyor doğrusu…
Hani şu MAN adası davası vardı ya! Ne oldu sonucu? Kimileri mecliste belgeler sahte deyip vekillerin gözü önünde yırtıp attılar. Kimileri FETÖ kumpası dediler. Kimileri de giden para yok, gelen para var diyerek belgeler üzerinden konuştular. Olay mahkemeye yansıdı. Bakalım sonuç ne olacak hep birlikte göreceğiz gelen yılda. Umarım sümen altı edilmez!
Seçimlerle dolu bir yılın arifesindeyiz artık. Olağanüstü Hal Uygulamalarının bol olduğu bir ortamda seçim propagandaları nasıl yapılacak bilemiyorum ama belli ki çok ateşli bir seçim dönemi geçireceğiz. Demokrasi mi? Tek adam yönetimi mi? Seçmenin kararı bu konuda ne olacak heyecan içindeyiz. Beklentimiz demokrasi kazanır ama iş gerçekten zorun zoru. Çünkü bir yanda dini siyasetine alet eden bir lider, diğer yandan adaleti, hak ve hukuku ön plana çıkaran, halktan yana bir lider. Bir de milliyetçilik kisvesi altında, iktidarın sıcak kollarına sığınan bir lider var. Beklentisinin ne olduğu bilinmez ama tahminim, iktidar içinde kendine mühim bir yer bulmak…
Bir aydın bozuntusu, cahil kafaların daha berrak olduğundan falan söz etmişti. Milli eğitimi yazboz tahtasına dönen, okulları birer birer kapatılıp İHL’ye dönüştürülen, Fen bilimlerinden hızla uzaklaşılan bir sistemde halkı demokrasi inancına yönlendirmenin zorluğu da gün gibi ortada…
