Son zamanlarında metal yorgunu belediye başkanlarına CHP’li belediyeler de eklendi. Bir farkla. CHP’li belediye başkanlarını çok çeşitli ithamlarla görevden alırken, iktidara mensup belediye başkanları güya kendi istekleri ile istifa ettiler. Oysa dün gibi anımsamamız gerekmez mi?
Ankara belediye başkanı hakkında elimde yüz dosya var. Ankara’yı cemaate parsel parsel sattın dememiş miydi Bülent Arınç beyefendi. Sonra ne oldu? Adam yeniden seçildi belediye başkanlığına…
İstanbul hakkında, İstanbul’a ihanet ettik dememiş miydi Cumhurbaşkanı?
Sakarya, Bursa, Balıkesir… Belediye başkanları da benzer gerekçelerle (Metal yorgunları) denerek istifa ettirilmemişler miydi?
Oldu olacak ülkedeki bütün belediye başkanlarını görevden alın, yerel seçimleri hemen yeniden yapın. Bakalım hak hukuk adalet mi kazanacak yoksa metal yorgunlarının yerine metal yorgunu olmayan iktidar partililer mi kazanacak! Hodri meydan…
Bu sözleri ben demiyorum. Muhalefet partilerinin MHP harici tüm partiler diyor. Bence iktidar partisi muhalefetin sesini dinlesin. Seçimleri öne çeksin. Böylece kamuoyu önünde çeşitli olumsuzluklara yol açan söylentilerin de önüne geçilmiş olur değil mi?
Bir baba düşünün, iki çocuğunu öldürüyor, sonra intihar ediyor. Adam, sokak ortasında eşini tekme tokat dövüyor. Çocuklar, kaldıkları yurt evlerinde cinsel tacizlere uğruyor. Genç kızlar, bindikleri otobüslerde, sokakta tekme tokat dövülüyor. Uyuşturucu kullanımı küçük yaşlara kadar indi.
Devleti idare edenler ise kendi keyiflerindeler. Basın karşısına çıkıp veryansın ediyorlar CHP’ye ve MHP dışındaki muhalefete. Hele kendilerini az biraz eleştirenler ise tez yoldan cezaevinin yolunu boyluyor. Daha üst düzey devlet yetkilileri de yurt dışı seyahatleriyle gündem değiştirme peşindeler.
Yolsuzluklar, rüşvet, kara para aklama gibi utanç verici girişimler artık konuşulamaz oldu.
Bizim memleketimizde görülmesi gereken davalar, başka memleketlerde görülüyor, onların hukuklarını eleştiriyoruz bol bol. Oysa kumpas denilerek kapatılan davalardaki paralar, sahiplerine faizleri ile geri ödenmişti. Hani banka müdürü o kutulardaki parayla okul yaptıracaktı? Şimdi nerede kendileri acaba?
Rüşvet verdim diyen hapiste, rüşveti alan nerede? Hani o çok kıymetli saatin akıbeti ne oldu?
Ekonomide bir batış süreci yaşıyoruz. Maaşlara yapılan yüzde bilmem kaçlık zamlar şimdiden eridi gitti. Memur, emekli, işçi, sıkıntı içinde yaşıyor. Bir vekil de çıkıp bir memur maaşıyla ben bir ay refah içinde yaşarım diyemiyor? Bu ne biçim haktır anlamadım gitti.
Bir asgari, ücreti 42 ay biriktirirsen sıfır bir otomobil alabilirmişsin. Bunu söyleyen bir hükümet yetkilisi... Gülelim mi? Ağlayalım mı?
