Sabahın seheri, yeni günün başlangıcı… Güneşli günlerde gün aydınlığı, bulutlu günlerde sisli, yapış yapış bir aydınlık. Oldum olası ikisi de bende geleceğe dair yeşeren bir umut uyandırmıştır. İlerleyen saatlerde umutlarım da günün aydınlığıyla büyür, kocaman olur her daim…
2008 yılında beni sarsan hastalığımdan 2017’de ameliyat olarak kurtuldum. Beynimi içten içe kemiren o amansız hastalığımı yaptığı ameliyatla yok eden sevgili doktoruma huzurlarınızda bir kez daha teşekkürü bir borç biliyorum. Ne desem, nasıl övgüler düzsem azdır doktoruma. O olmasaydı belki de sabah seherlerini bir daha yaşayamayacaktım…
2018 yılının da birinci ayı bitmek üzere. Belki bu yazı yayımlandığında bitmiş olacak. Yepyeni umutlarla başladık yeni yıla. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada barışın egemen olduğu, insanların mutlu mu mutlu yaşadığı bir yıl olsun bu yıl. İnsanlar ölmesin, savaşlar olmasın. Egemenlerin baskısı sona ersin. Bir orman gibi hür ve kardeşçe yaşanan bir dünya özlemimiz gerçekleşsin diye tüm dileklerimiz…
Seher vakti çaldım yarin kapısın aman
Baktım yarin kapıları sürmeli aman
Boş bulmadım otağının yapısın
Çıkageldi bir gözleri sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan hallerimiz
Hep gönüller muradıdır aşığın
Nöbedin bekleyen alır keşiğin
Beklemeli şu sultanın eşiğin
Günde yüz bin kere yüzler sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
bozuktur teller teller
Perişan hallerimiz
Agahı garıştırır kanlı yaş ile
Dost bulunmaz hayal ile düş ile
Yetilmez menzile bu gidiş ile
Hemen aşk atına binip sürmeli
Aslanım eller eller
Kokuyor güller güller
Ne bilsin eller eller
Perişan hallerimiz
Işıklar içinde yatsın Neşet Ertaş.
