Advert
Advert
Advert
SEÇİM GELDİ ÇATTI…

SEÇİM GELDİ ÇATTI…

Bu içerik 1787 kez okundu.

  

    Büyük ve güçlü Türkiye idealine ulaşma adına on altı yıldan fazladır iktidarda olanlar, baskın seçim kararıyla sanki bu ülkeyi kendileri yönetmemiş gibi halka içinde bulunduğu acıklı durumu anlatıp, bu durumdan yine kendilerinin kurtaracakları masalını anlatıyorlar. Duy da inanma!

    Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan sanayiye ülkeyi içinden zor çıkılacak bir batağa sürükleyenler, sanki bunun bedelini CHP’ye ödetmeye kalkışıyorlar.

    On altı yılda ülke içinde bulunduğu durumla neredeyse üç kat geriledi. Paramız pul oldu. Artan petrol fiyatları, yaşamın her alanını etkiledi. Sebzeden meyveye, giyimden kuşama, milletin elinde avucunda ne varsa alıp götürdüler. Bir de yastık altındakilere göz dikmezler mi?

    Olağanüstü hal koşullarında bir seçimle yeniden iktidar olacaklarını sananlar bu kez gerçekten kendi kazdıkları kuyuya düştüler. Cumhurbaşkanı ittifakı adı altındaki üç parti, Millet ittifakı adlı üç partiye ve diğer muhaliflere karşı yarışacaklar. Özellikle bu yarışın en adaletsiz yönü, adaylardan birinin tutuklu olması. Böyle bir durum hangi gelişmiş bir ülkede görülmüş ki!

    Erken baskın seçim nedeniyle milletvekili adaylarını parti yönetimi belirledi. Aday adaylarından kimileri de belki hayal kırıklığına uğradı. Ama aslolan makam mevki değil, mensubu olunan partiyse kırgınlığa yer yok bizim partide.

    Adayımız, seçim manifestosunu anlattı, basınla paylaştı. Üç B diye özetlenebilecek söylemiyle de iktidarı oldukça şaşırttı. Barışacağız, Büyüyeceğiz, Bölüşeceğiz dedi.

    Tarımda mazotu çiftçiye üç liradan verme sözüyle de tarım alanında ülkenin gelişmesindeki engelin bir bölümüne çözüm getirdi. Buğdayı, bulguru dışarıdan almak zorunda kaldığımız bir zamanda, tarım alanında yeniden eski görkemli günlere dönmemizin müjdesini verdi.

    Zonguldak adaylarımız da hepsi birbirinden değerli, saygın adaylar. Ünal, Deniz, Umut, Merve, Çiğdem. Bu kez gerçekten iddialı bir kadro var. Sanırım AKP, şimdi kara kara düşünüyordur…

    Atatürk döneminde yapılanlarla bugünü kıyaslama cüretini gösteren zihniyetin belli ki üreteceği bir proje kalmadı artık. Yetmiş metre ray üretildiğini, eskiden otuz metre bile üretilemediğini anlatanlara, dönemin tekniği ile bu günün tekniğini kıyaslamanın ne kadar abesle iştigal olduğunu belirtmek gerek her halükarda…

    Şeker fabrikaları satıldı, telefon sarıldı, köprüler yabancıların, geçenden de geçmeyenden de para alınıyor, Bu bana Deli Dumrul hikayesini anımsatıyor. Devletin yer altı ve yer üstü kar eden her kurum ve kuruluşunu, taşınır, taşınmazlarını sattılar. Satacak artık milletin iç çamaşırı kaldı.

    Ülkenin en müstesna köşelerini yabancılara yok pahasına peşkeş çektiler. Büyük projeler dedikleri her yatırım, ülkeyi bir adım daha batağa götürüyor. HES’ler, Termik santraller, Nükleer santraller derken memleketi çölleştirme çabaları da düşündürücü…

    Memleketin her köşesi bilfiil işgal altında sanki.

    Devrek’te, hastane var, doktor, cihaz yok.

    Devrek’te nitelikli okul bir tane. Ama bir çok okul var. Devlet, kendi okullarını bile ikiye bölmüş. Peki belirli sayıda öğrenci nitelikli okuyacak da diğer öğrenciler ne yapacak? Niteliksiz okullarda Peri perişan mı olacaklar?

    Devrek’te ağaçlar artık saksıyla yetiştiriliyor. Çünkü ağaç dikecek alan kalmadı hiçbir yerde.

    Bu kez Devrek  de TAMAM diyor…

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: TABURUN GİTMESİNE ULUPINAR KAYITSIZ KALDI
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM
BAŞKAN BOZKURT: VATANDAŞIN DERDİ GEÇİM