Haziranın beşini de devirdik artık. Şunun şurasında seçimlere yirmi günden az kaldı. Heyecan da doruk noktalarına ulaştı. Bu kez köprüden önce son çıkıştayız. Ya tek adam rejimi, bir nevi diktatörlük ya da demokrasiye geçiş için yeni bir fırsat rejimi. İşte oylarımızı bu minval üzere kullanacağız. Seçim hakkı bizde… Bizde de seçim sonucu bizden sonra gelecek kuşakların da kaderi olacak. Bu yüzden üzerimize düşen sorumluluk çok büyük…

    Kendini bu ülkenin kurucusu ile kıyaslayan zihniyet, tren rayları üzerinden siyaset yaparken trajikomik hallere düşüyor doğrusu. Otuz metre ray mı, yetmiş metre ray mı diyerek eskiyi kötüleme, eskiyi çağdaşlıktan uzak tutma çabasında. Oysa zamanın teknolojisinde elden o kadarı geliyordu demek en doğrusu değil miydi?

    Ülkenin mal varlıklarını özelleştirme adı altında sudan ucuza pazarladılar. Şeker fabrikalarımız da tuzla buz olunca, şeker pancarı üreticisi de havasını aldı. Tarımda, hayvancılıkta, ileri teknoloji gerektiren iş alanları yaratmada sınıfta kaldık. Neredeyse içtiğimiz suyu, soluduğumuz havayı da dışarıdan alacağız bu gidişle…

    Ülkenin yerli ve milli olmasını savunan zihniyet, en yerli kaynaklarımızı yabancılara peşkeş çekme yarışına girdi son zamanlarda. Nükleer santraller dünyada birer birer yok edilirken bizim memlekette pıtrak gibi çoğalmaya başladı. Ülkemizin en güzel yerlerine göz dikenler, ağaçları, ormanları yok etmekte hiçbir mahsur görmediler. Şimdi ağaçlandırma de alay edercesine küçük bir paket içinde tohum göndererek memleketimizi ağaçlandırma hülyasına daldılar. Biraz geç kalmadılar mı dersiniz?

    Bir rüzgâr esti,  fırtınaya döndü artık. Muharrem İnce Fırtınası… Nihayet CHP son yılların en güzel ve doğru hamlesini yaptı. Millet ittifakı açık ara önde anketlerde. Umarım bu öncelik seçimlerde de kendini gösterir artık. Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu da bu hareketin içinde üzerine düşenleri bi hakkın yapıyorlar… Her şey yolunda görünüyor gibi…

    On altı yıldır bu ülkeyi yönetenler, sanki ilk kez kurulmuş bir parti havasında vaatlerde bulunuyorlar. En komiği de ekonomiyi, eğitimi, sağlığı, adaleti, sosyal barışı kendileri getireceklermiş! Kargalar bile güler bu açıklamalara. Ama benim canım köylüm hâlâ onlara meyilli gibi duruyor. Bir de seçimin hemen ardından olağanüstü hali kaldıracağım diyen hali hazırdakiler var ya? Ne duruyorsunuz, şimdi kaldırın ya?