Eh, artık şunun şurasında seçimlere kala kala iki üç gün kaldı. Artık seçmen seçim günü hangi oluşuma oyunu kullanacağını kafasında belirledi. Ya, cumhur ittifakına oy verecek, tek adam rejiminden yana tavır sergileyecek ya da millet ittifakına oy verip demokrasiye yeniden geçişin tohumlarını atacak. Bu seçimin iki seçeneği var.
Tek adam rejimini neredeyse on altı yıldır yaşıyoruz bu memlekette. İğneden ipliğe yaşamımız altüst oldu. Dolar, Avro aldı başını gidiyor. Petrol fiyatlarındaki artış dur durak bilmiyor. Temcit pilavı gibi sınav sistemleri gün geçmesin ki değiştirilmiyor. Devlet, kendi okullarını nitelikli – niteliksiz diye ikiye ayırıyor. Öğrenciler şaşkınlık içinde. Nitelikli sandıkları okulların meğer ne kadar niteliksiz olduğunun farkına bile değillermiş. Milli ve yerli diyerek memlekette satmadık kaynak bırakmadılar. Varlıklılara, olanağı olanlara hizmette asla geri durmadılar. Seçim zamanları, bir parmak kaymaklı balla da seçmeni kendilerine çekmenin yolunu buldular hep…
Bir 15 Temmuz günü, paralel yürüdükleri cemaatin ihanetini yaşattılar bize. Asıl sorumlular, siyasetin içinde paşalar gibi yaşarken, aşağıda gariban askerler, öğretmenler, esnaflar, sırf o cemaat yurtlarında kaldıkları için. Bank Asya adındaki aslında devletin de gözetiminde olan bankayla ilişkili oldukları gerekçesiyle hapislere atıldılar. Olağanüstü Hal nedeniyle de itiraz hakları bile ellerinden
Alındı. Ya o cemaat liderinin yanında olan siyasiler? İşte onlar hala hayatımızın içindeler. Ve hala tek
Adam rejimi için mücadele etmeye devam ediyorlar…
Hak – Hukuk – Adalet diye yola çıkanları terörle işbirliği yapmakla suçlayanlar, gerçekte kendileri o işbirliğinin mimarları değil miydi?
Oslo görüşmeleri
Dolmabahçe görüşmeleri
Adadakiyle görüşmeler
Cemaat ilişkileri
Sonra da kandırıldık diyerek işin içinden sütten çıkmış kaşık gibi apak sıyrılıverdiler. Milletim beni affetsin, diye Kılıçdaroğlu demedi herhalde.
CHP’yi terörle ilişkilendirenlere bakınca sanki aynada kendilerini gördüklerini artık sağır sultan bile biliyor. Bu alanda milleti kandıramayacaklarını anlayınca da gerçekte CHP seçim bildirgelerinde yer alan projelere el attılar. Asgari ücret, emekliye iki bayram ikramiye, maaş katsayısının 3600 olması… Daha neler neler!
CHP bu projeleri gündeme getirdiğinde kaynak nerede diyenler, şimdi kendileri kesenin ağzını açtılar. Ama bu millet artık enayi değil! Madem kaynak vardı on altı yıl neden süründürdünüz bizi, diyecek noktada. Bunu meydanlardaki mitinglerinden anlıyoruz. Kahvelerdeki konuşmalardan anlıyoruz. FETÖ mağdurlarından anlıyoruz. Dış dünya ile olanolumsuz ilişkilerimizden anlıyoruz.
Uzun ince bir yolun sonuna geldik. Doğudan Batıya büyük bir barış köprüsü kuran Muharrem İnce, Barışı – Büyümeyi – Bölüşmeyi vaat ediyor. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet rejimini sonsuza dek devam ettirmeyi vaat ediyor. Demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla yeniden inşa etmeyi vaat ediyor. İnsan olmanın, insan sıcaklığında yaşamanın güzelliğini vaat ediyor.
